Türkiye ve Kürdistan Sosyalist Solu (Onur ÖZGER)

Sosyalist sol hareketin Türkiye’deki politik-entelektüel birikiminin solla temas eden veya kadro düzeyinde onu taşımaya meyyal genç kuşak tarafından yeterince bilinmediğini rahatça öne sürebiliriz. Eski kuşak açısından ise kimi aktüel politik pozisyon ve tavırların geçmişteki köklerinin çoğun unutulduğunu, izlerinin silinmiş olduğunu söylemek sanırız abartılı bir saptama olmaz. Gezi ve Kobane direnişlerinin ilk elde genç kuşaklar üzerindeki etkisi göz önüne alınırsa, bu genç kesimin 60’lı, 70’li ve 80’li yılların sol politik-entelektüel etkinliğine zamansal/tinsel uzaklığı, zihinlerde geçmiş ile güncel arasındaki politik-tarihsel bağların kurulmasına engel teşkil ediyor. Sosyalist solun ülkemizdeki düşünsel, politik ve kültürel serüvenini birincil kaynaklardan tanıma fırsatı sunan Türkiye Sosyalist Solu Kitabı 1: 20’lerden 70’lere Seçme Metinler ile Kürdistan Sosyalist Solu Kitabı bu eksikliği telafi etmek için önemli bir işlev görüyor. Bunu nedeni bu kitapların her şeyden önce, o yıllara ait —şimdilerde erişilmesi oldukça zor olan— metinleri içeriyor olmaları. Bu metinlerin Kürdistan ve Türkiye sosyalist solunun öznelerine ait, manifesto niteliği taşıyan “temsili” yazılar olmaları da bir başka önemli nokta.

Emir Ali Türkmen’in hazırladığı Türkiye Sosyalist Solu 1: 20’lerden 70’lere Seçme Metinler, sosyalist solun 1920 ile 1972 arasındaki döneminin düşünür ve örgütlerinin ürettiği metinleri kapsıyor. Kitaptaki ilk iki yazı sosyalist hareketin Ekim Devrimi’nin hemen sonrasındaki dönemine ait. Bunlardan, TKP’nin ilk Genel Sekreteri Mustafa Suphi’ye ait olanı, Komünist Enternasyonal’in 1919’daki Kuruluş Kongresinde yapılmış bir konuşmanın metni. Diğeri ise TKP’nin sonraki Genel Sekreteri Şefik Hüsnü’nün 1927 yılında yayımlanmış bir makalesi. Mustafa Suphi’nin konuşması 1. Dünya Savaşı yıllarındaki dünya ve Türkiye’deki durumu değerlendiren, bugün bile okunduğunda heyecan veren bir belâgat örneği. Şefik Hüsnü ise makalesinde “Kemalist devrimin” Kurtuluş Savaşı ile başlayan macerasının “milli devrim”den “burjuva diktatörlüğü”ne evrilişinin sosyal ve siyasal analizini yapıyor.

Hikmet Kıvılcımlı, Mehmet Ali Aybar, Behice Boran, Mihri Belli, Doğan Avcıoğlu ve —Aydınlık Sosyalist Dergi’de yayımlanmış olan— Şahin Alpay’a ait yazılarda ise sosyalist solun özellikle 60’lı yıllardaki tartışma ve ayrışma başlıkları var. Solun tarihinde müstesna bir yere sahip olan Kıvılcımlı’nın yazıları onun ünlü Tarih Tezi ile İslâm-sosyalizm ilişkisi, Türkiye devriminin sosyal dinamikleri ve dönemin kimi aktüel politik meseleleri üzerine. Kıvılcımlı’nın Türk ordusunun sosyal-tarihsel ve siyasal rolünü olumlayarak ona devrimcilik işlevi biçtiği yazıları özellikle ilginç bulunacaktır. Aybar ve Boran’a ait yazılar ise Türkiye’deki yüksek bürokrasinin özerkliğini, bu özerklik içinde onun sosyal sınıflarla olan ilişkisini ve siyasal karakterini tartışması bakımından özellikle önemli. Okur bu tartışmalarda, AKP’nin hegemonya kurma sürecinde başta ordu olmak üzere yüksek bürokrasiyle girdiği gerilimin solda yol açtığı saflaşmaların tarihsel köklerini bulacaktır. Kitap, Mihri Belli’nin tarihsel ve siyasal önemi oldukça yüksek olan Milli Demokratik Devrim adlı broşürüne tam metin olarak yer veriyor. Belli, burada Türkiye’nin sosyo-ekonomik yapısını ve bu yapıya uygun bulduğu aşamalı devrim stratejisini tartışıyor. Yön dergisi etrafında toplanan 531 aydının imzasını taşıyan “Yön Bildirisi”ni Doğan Avcıoğlu’nun TİP’e yumuşak bir tonla eleştiriler yönelttiği makalesi izliyor. Şahin Alpay ise yazısında Doğan Avcıoğlu’nun Türkiye’nin Düzeni adlı kitabındaki analitik-politik önermeleri tartışmış. Alpay’ın makalesi Aydınlık hareketinin o dönemdeki siyasal tavrını bütünlüklü olarak ifade ediyor.

Kitapta bunlardan sonra Türkiye solunda bir kırılma anı olan 1971 döneminin kurucu metinleri geliyor. Mahir Çayan, Hüseyin İnan ve İbrahim Kaypakkaya imzalı bu yazılar 1970’li yıllardaki sol hareketlerin de kendilerini var ederken temel aldıkları teorik-ideolojik kaynaklardır. Sonradan THKP-C hareketini kuracak olan kadroların imzasını taşıyan “Aydınlık Sosyalist Dergi’ye Açık Mektup” başlıklı metin Mihri Belli ve Aydınlık Sosyalist Dergi çevresiyle Türkiye devriminin stratejisi, örgüt anlayışı, çalışma tarzı vb. başlıklarda polemiğe giriyor. Bu yazıyı Mahir Çayan’ın “Kesintisiz Devrim I” ile Hüseyin İnan’ın THKO’nun temel siyasi metni olan “Türkiye Devriminin Yolu” başlıklı metinler izlemiş. İbrahim Kaypakkaya ise Aydınlık hareketinden (TİİKP) ayrılışlarını gerekçelendirdiği yazılarından ikisiyle kitaptaki yerini almış. Kaypakkaya bu yazılarında Kemalizmin hiçbir ilerici yanı olmayan faşist bir ideoloji olduğunu, Kurtuluş Savaşının anti-emperyalist bir karakter taşımadığını, Kürtlerin bir ulus olduğunu ve dilediklerinde ayrılıp kendi devletlerini kurma hakları olduğunu ve bu hakkın kayıtsız şartsız tanınması gerektiğini savunuyor.

İkinci kitap ise, Emir Ali Türkmen ve Abdurrahim Özmen’in hazırladıkları Kürdistan Sosyalist Solu Kitabı: 60’lardan 2000’lere Seçme Metinler, PKK’nin Kürt siyasi hayatına hâkim olmasından sonra etkisi azalmış ve kaybolmuş olan Kürt sol örgüt ve aydınlarının siyasal/ideolojik/teorik yönelimlerini yansıtan metinleri gün ışığına çıkarmış olması bakımından büyük bir öneme sahip. Söz konusu metinlerden Kürt sol örgütlerine ait olanları tıpkı Türkiye Sosyalist Solu Kitabı’ndaki gibi manifestif-programatik belgeler. Kitap, Kürt ulusal hareketi tarihinde önemli bir yeri olan ve “49’lar olayı” olarak anılan, Kürt öğrenci ve aydınlarının 1959 yılında yargılanmaya başlandığı davanın iddianame metniyle başlıyor. Söz konusu iddianame —zaman içinde bazı değişimler geçirse de— kendisini günümüze dek sürdürmüş olan, devletin resmi Kürt politikasının bir özeti niteliğinde. Bu metni 1962 yılında Yön dergisinde yayımlanmış olan “Doğulu Gençler” imzalı makale ile Musa Anter ve Sait Kırmızıtoprak’ın (Dr. Şıvan) yazıları izlemiş. Sait Kırmızıtoprak’ın çevresi olan “Doğulu Gençler” Barış Dünyası adlı dergide Kürt sorunu ile ilgili yayımlanmış olan bir yazıya karşı sorunun çözümünde sol-sosyalist bir perspektifi öneren argümanlarla polemik yapıyor. Sonraki makalelerde ise Musa Anter ve Sait Kırmızıtoprak polemiğe dâhil olmuş. Kürt sorununa Kürtlerden yana radikal yaklaşımlarıyla bilinen Türk aydını İsmail Beşikçi, 1968 yılına ait “Doğu Mitinglerinin Analizi” adlı çalışması ve 1990 yılında kitap olarak yayımladığı “Devletlerarası Sömürge Kürdistan” başlıklı metinle kitaptaki yerini alıyor. Bu iki yazı Beşikçi’nin Kürt sorununa ilişkin bakış açısındaki evrimi de yansıtmış. Sait Kırmızıtoprak (Dr. Şıvan mahlasını kullandığı) “Türkiye’de Kürt Millet Hareketleri” adlı yazısında Türkiye Kürdistanı’ındaki Kürtlerin uluslaşma sürecini irdeliyor. Bundan sonraki metinler ise Kürt sol hareketinin bugün izleri silinmiş olan politik örgütlerine ait, o örgütleri “temsil eden” belgeler… DDKO, Rızgari, Tekoşin, Kawa, KUK ve Ala Rızgari’ye ait olan bu belgelerde Kürt sol yapıların gerek kendi aralarındaki ayrılıklar gerekse onların Türkiye sol hareketleriyle tersleşmeleri işleniyor. 70’li yıllar Kürt sol hareketine ait son metin ise PKK’nin kuruluş manifestosu olan —Abdullah Öcalan imzalı— “Kürdistan Devriminin Yolu”. Abdullah Öcalan’ın (Ali Fırat mahlasını kullandığı) 2012 yılında yayımlanmış olan “Ortadoğu’da Yeni Sistem İnşası Olarak Demokratik Modernite” başlıklı makalesi Kürt sol hareketinin kitaptaki son belgesi.

Dipnot Yayınları’nın Kuram Dizisi programında yer alan bu seriyi, TÜYAP Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı’nda okurla buluşacak olan Türkiye Sosyalist Solu Kitabı 2: 70’lerden 80’lere Seçme Metinler’den sonra Feminizm Kitabı: 1900’lerden 2000’lere Seçme Metinler izleyecek.

TÜRKİYE SOSYALİST SOLU KİTABI 1: 20’LERDEN 70’LERE SEÇME METİNLER, Hazırlayan: Emir Ali Türkmen, Dipnot Yayınları, 2014.

KÜRDİSTAN SOSYALİST SOLU KİTABI: 60’LARDAN 2000’LERE SEÇME METİNLER, Hazırlayan: Emir Ali Türkmen-Abdurrahim Özmen, Dipnot Yayınları, 2014.

0 yorum:

Yorum Gönder