Sinemanın Güney'i (Günay ÖZKILINÇ ile Söyleşi: Hacı YİĞİTSOY)

Araştırmacı yazar Güney ÖZKILINÇ ile Bursa Tabipler Lokali’nde buluştuk. Yazarın “Sinemanın Güney'i” adlı anı-biyografi türündeki kitabı hakkında söyleşi yaptık. Evrensel Basım Yayın tarafından basılacak kitap 8 Kasım’da 33. TÜYAP İstanbul Kitap Fuarı'nda  okur ile buluşacak. 272 sayfalık çalışmada sinemaseverler ve Yılmaz GÜNEY hayranları, Yılmaz GÜNEY'i bir de Çukurovalıların ve sinema emekçilerinin gözünden tanıma fırsatı bulacak. Kitapta yazarın çocukluğundan beri biriktirdiği yazlık sinema ve Yılmaz GÜNEY anılarının yanında ilk kez yayınlanacak belge, mektup ve fotoğraflar da yer alacak. 

Güney ÖZKILINÇ çok yönlü bir yazar, araştırma-inceleme, anı-biyografi ve şiir türlerinde verdiği ürünleriyle tanınıyor. Yazarın en bilindik çalışması “Nâzım'ın Bursa Yılları” (Evrensel Yay., 2010) üç baskı yapmış ödüllü bir kitap: 2011 yılı Eskişehir-Doğançayır “Nâzım Hikmet Araştırma Ödülü”. Bu ödülü daha önce alan isimlerden bazıları: Necmi SELAMET ve Medine SİVRİ (2010), Emin KARACA (2012) Göksel AYMAZ (2013), ve M. Melih GÜNEŞ (2014). “Nâzım'ın Bursa Yılları” için toplanan fotoğraflar kitaba sığmayınca yazar bu fotoğrafları bir “albüm kitap” olan “Yüzümde Nâzım İzi Var” (Evrensel yay., 2012) adlı kitapta okuyucunun beğenisine sunmuş.

Türkiye P.E.N ve Türkiye Yazarlar Sendikası (T.Y.S.) Bursa temsilcisi olan Güney ÖZKILINÇ'ın diğer bir önemli kitabı kollektif bir kitap olan “Bursa'nın Kadın Yüzü” (asa Yay., 2013). Ceyhun İRGİL VE Deniz DALKILINÇ ile kaleme alınan çalışma, Bursa özelinde kadınların tarihi nasıl değiştirdiklerini anlatan, deyim yerindeyse kadınlara adeta bir saygı duruşu niteliğinde olan bir kitap. Ayrıca yazarın “Ağustos Baladı” (Siyah-Beyaz Yay., 2009) ve “Kuş İzi” (Siyah-Beyaz Yay., 2012) adlı yayınlanmış iki şiir kitabı vardır.

Okur, kitabınızda sinemanın hangi “Güney’i”ni görecek?

Okurlar kitapta üç Güney’le karşılaşacaklar. Adım olan Güney,  yazlık sinemaların önemli olduğu bir yöre olduğu Güney,  ülkemiz sinemasını Avrupa’ya tanıtan yazar, senarist, yönetmen, oyuncu Yılmaz Güney...
Nerelisiniz? Anlaşılan memleketiniz ve bireysel tarihinizin ürünü olan bir çalışmayı okuyacağız?
Adanalıyım. Evet, kitapta ağırlıklı olarak doğduğum kenti anlatıyorum. Bir başka deyişle kitabın sayfalarında çocukluk ve ilk gençlik yıllarımın yazlık sinemaları, su kanalları, tarım emekçileri ve bir biçimde Çukurova’yla ilişkisi olan insanların duygu ve düşünceleri dolaşıyor.

Ben, içinde yedi- sekiz sinemanın bulunduğu bir semtte büyüdüm. Filmlerin tanıtıldığı atlı arabalardan bir el ilanı almak için sokaklar boyunca koşardım. Annemin film izlemek için çalıştığı pamuk tarlalarından, bağlardan eşek üstünde sinemaya geldiğini öğrendim. Nişanlı çiftlerin “locadan yer tutma” larına tanık olup sinemaya gelen bekâr erkeklerin oturduğu mavi tahta sandalyelerde oturdum. Bizler, bir dönemin film başlama müziği olan ve düzenlemesini Sezen Cumhur Önal’ın yaptığı; Stelios Kazantzidis’e ait o yılların sinema başlangıç şarkısı. “Duyduk Duymadık Demeyin” (Efyge Efyge)i dinleyen kuşağın son çocuklarıydık…

Bu araştırmanızda hangi şehirleri gezdiniz? Kitapta okur kimlerle karşılaşacak?

Bu araştırmada başta Adana ve Adana’nın ilçe ve köyleri olmak üzere Çukurova’yı baştanbaşa gezdim. Ardından Hatay, Mersin, Kütahya, Ankara, İstanbul… Paris’le görüşmelerim oldu.
Kitapta okurlar başta Yılmaz Güney’in Paris’te yaşayan kızı Elif Güney Pütün’le karşılaşacaklar. Kardeşi Yaşar Pütün’den ağabeyinin yaşamöyküsünü ayrıntılı bir şekilde öğrenecekler. Yılmaz Güney’in dostluğunu kazanmış ve evlerini birer Yılmaz Güney arşivine, bir sinemaya dönüştürmüş insanları tanıyacaklar. Çukurovalı yazar ve şairlerin Güney hakkında yazdıklarını okuyacak, yapımcı, eleştirmen ve yönetmenlerin gözüyle Yılmaz Güney sinemasını okuyacaklar.

Araştırmanız sırasında Çukurova insanı ve sinema emekçilerinin Yılmaz Güney algısı hakkındaki izlenimlerinizi anlatır mısınız?

Yılmaz Güney, filmlerinin birçoğunu Çukurova’da çekmiş. Buradaki insanların traktörlerinden, atlarından, çiftliklerinden ve filmlerinde gereken diğer dekoratif araç- gereçlerinden yararlanmış.  Bu nedenle yörenin insanları onun filmlerini daha bir sahipleniyor. Çukurova’nın köylerinde onun filmlerini izlemeyen onu tanımayan yok gibi. Yılmaz Güney yaşadığı dönemde, emeğiyle geçinen insanların, gençlerin idolü olmuş biri. Kitapta anılarını dinlediğim birçok insan o dönemde iyi aile çocuklarının “Cüneytçi”, emekçi ailelerin çocuklarının “Güneyci” olduğunu anlattılar.

Sinema emekçileri için Yılmaz Güney filmleri, ekmek parası demekti. Bana, sinemalara onun filmleri geldiğinde hem salonların hem de ceplerinin dolduğunu anlattılar.

Araştırma sırasında elde ettiğiniz tüm fotoğraf ve belgeleri kullandınız mı?

Kitabın teknik bazı özelliklerinden dolayı elde ettiğim tüm fotoğraf ve belgeleri kullanamadım. Yayınlanmamış bu gibi belgeleri söyleşilerimde paylaşmayı düşünüyorum.

33. TÜYAP İstanbul Kitap Fuarı’nın Sinemamızın 100. Yılı’na atfedilmesi ve çalışmanızın buna denk gelmesi hakkında düşünceleriniz nelerdir?

Yılmaz Güney’siz bir 100. Yıl anması eksik olurdu. TÜYAP’ta onun adına kuşkusuz başka etkinlikler ve kitaplar olacaktır. Sinemanın Güney’i de buna hizmet ederse bu benim için bir gurur kaynağı olacaktır.

Fuarda bir etkinliğiniz olacak mı?

Evet, fuarda 8 Kasım Cumartesi günü Kınalıada Salonu’nda şair, sinemacı Hüseyin Alemdar’la birlikte “Sinemanın Güney’i” başlıklı söyleşimiz olacak. Etkinliğin başlama saati: 15.15.

Başka şehirlerde kitapla ilgili etkinlik planınız var mı? Özellikle memleketiniz Adana ve yaşadığınız şehir Bursa’da?

İlk olarak kasım sonu gibi Bursa’da Akademik Odalardan Eczacılar Odası’nın öncülüğünde kitabımın tanıtım etkinliği ve Sinemamızın 100. Yıl Etkinliği yapılacak. Ardından ocak ayında Adana TÜYAP Kitap Fuarı’nda ve yine bu kentteki bazı kurumların düzenleyeceği etkinlikler gerçekleşecek.

Sırada hangi çalışmalar var?


Hazırlamakta olduğum bir şiir dosyam var. Şiir, hangi çalışmayı yaparsam yapayım kopamadığım bir alan. Bir süre sadece şiir çalışmayı düşünüyorum.

Teşekkür ederim.


0 yorum:

Yorum Gönder