Kitabın yayımlanmasının başlı başına bir mesele olmasından
ne kast ediyoruz onunla başlayalım. Malumatfuruş ve wikipedik bilgisever entelektüel
cenahın (özellikle de Türkiye akademyası) muhtelif entelektüel modalar, gözde
isimler, temalar etrafında savrulmaya çokça teşne. Bu savrulmanın aynı anda hem
sorumlularından hem de mağdurlarından biri de yayıncılık dünyası. En iyi
ihtimalle on kitabı ancak bir kitap edebilecek popüler isimlerin çalakalem
yazdığı kitap, broşür ne varsa basmaktan imtina etmeyen; kimi klasiklerin yetkin
çevirileri piyasada bolca varken bu çevirilere yenisini eklemekte beis görmeyen;
daha önceden kötü bir çevirisi yayımlanmış bir kitabın tıpkıbasımında eski çeviriyi
kontrol bile etmeye tenezzül etmeden basan bir yayıncılık dünyası. Konu, bazı
çalışma alanlarında daha da kronik bir hal almış durumda. İletişim çalışmaları
alanı da bunlardan birisi. İletişim kuramları ya da iletişim araştırmaları
dersini Türkçe eğitim veren bir üniversitede vermeye çalıştığınızda ne demek
istediğimi çok daha iyi anlarsınız. İletişim çalışmalarının kurucu
metinlerinin, en önde gelen figürleri tarafından kaleme alınan kuramsal ve
yöntemsel açıdan ufuk açıcı çalışmaların, temel tartışmaların çok büyük bir
çoğunluğunun hala dilimize kazandırılmayı beklediğini görürüz.
Walter Lipmann, Harold Laswell, Paul Lazarsfeld, Elihu Katz,
Bernard Berelson, Wilbur Schramm ve daha nice kurucu figürün kitap ya da
makalelerin ya hiçbiri çevrilmemiş ya da sadece birkaçı Türkçeye kazandırılmış
durumda. Buna ek olarak, ya dil engeli ya da bu eserlere ve okuma faaliyetine
yeterince değer verilmemesi sebebiyle (zira akademyanın okumak, araştırmak ve
bilimsel bilgi üretmekten, ve hatta derslerini dahi düzenli ve itinalı bir
şekilde yapmaktan çok daha önemli işleri var) bu isimlerle ilgili pek çok yalan
yanlış, kulaktan dolma ve “aktarandanaktarandanaktaran” bilgi dolaşımdadır. Ünsal
Oskay, Erol Mutlu ya da Mehmet Küçük gibi nadide insanların aramızda olmayışına
insani sebeplere ek olarak bu yüzden de bin kere kahroluyor insan. Not etmeden
geçmeyelim Heretik Yayıncılık gibi
girişimlerin ve tavırların varlığı da bir o kadar umut kaynağı oluyor insana. Yayınevinin
web adresini ziyaret edip Bourdieu, Becker, Goffman, Layder ve sosyolojinin
diğer müstesna isimlerinin metinlerinin çevirileri ve çevirilerin özeni
karşısında saygı duymamak elde değil.
Önemli bir katkı
Medyaya Karşı’nın
2014 yılında Ayrıntı Yayınları’ndan Güneş Ayas, Veysel Batmaz ve İsmail Kovacı
çevirileri ile basılması işten bu yüzden çok şey anlatıyor ve işte bu yüzden
çok anlamlı. Kitap George Gerbner’in farklı dönemlerde iletişim çalışmaları
alanına yaptığı önemli katkıların bir derlemesi niteliğinde. Against the Mainstream başlığı ile
Gerbner’in yakın çalışma arkadaşı Michael Morgan tarafından derlenen kitabın
Türkçe çevirisi Medyaya Karşı. Kitap
Gerbner’in farklı dönemlerinde kaleme aldığı makaleleri ve yaptığı
araştırmaların bir derlemesi ve beş bölümden oluşuyor. Birinci bölüm Erken
Dönem Teorileri başlığı altında Gerbner’in özgün iletişim modelini geliştirdiği
“Genel Bir İletişim Modeline Doğru” gibi tarihsel bir metni barındırıyor.
Makalenin ilk yayımlanma yılı 1956 (AV
Communication Review, c.4). İkinci kısmın başlığı ise Medya Çağında Eğitim.
İletişim ve eğitim etkileşimi üzerine son derece önemli üç makale bu bölümde
okuyucuyla buluşuyor. Üçüncü ve dördüncü kısımlar Gerbner’le özdeşleşmiş
“Kültürel Göstergeler” araştırmasına ve yetiştirme kuramına giden yol ve
kültürel göstergeler incelemesinin kuramsal ve yöntemsel sacayakları ele
alınmaktadır. Beşinci ve son kısımda ise kültürel göstergeler incelemesi
özellikle medya ve şiddet ilişkisi bağlamında ele alınmaktadır.
Gerbner ve “kültürel göstergeler”
Kitapta Morgan’ın enfes giriş yazısında Gerbner’in araştırma
gündeminin farklı aşamaları anlatılıyor. Gerbner’le yapılan söyleşi ise bir
bilim insanının muazzam ve ilham verici hayat hikayesini kendi anlatımıyla okuyucuya
aktarıyor. Kitabın Türkçe çevirisinde Annenberg School for Communication’da
Gerbner’in öğrencisi olmuş olan Veysel Batmaz’ın anı-değerlendirme niteliğinde
yaptığı katkıya rastlamak da mümkün.
Gerbner’in çalışmaları günümüzde de sürekli olarak yeniden
üretilen yanlış bir algıyı sarsma çabası olarak düşünülebilir: ampirik
araştırma yöntemleri ile eleştirel bir duruşun yan yana var olamayacağı iddiası
(s. 12). Gerbner’in bu yaklaşıma verdiği yanıt ise Medyaya Karşı’nın (yani Gerbner’in yaklaşık elli yıllık araştırma
gündeminin) temel kaygısını özetler niteliktedir: “Ampirik yöntemlerle sosyal
bilimlerin eleştirel amaçlarını birleştirmek, ayrıntılı araştırmalarla değer ve
bilinç yönelimli teorileri bir araya getirmek ve böylece gerçek bir kamusal
topluluk içindeki bilinçli bireye, içinde yaşadığı kültürün geniş dip
akıntılarını kavramasını sağlayacak bir bakış açısı kazandırmak” (s. 121).
Kültür, iletişim ve hikâyeler
Gerbner iletişimi mesajlar aracılığıyla oluşan etkileşim”
olarak görür. Ona göre iletişim kültürü oluşturan sembolik çevreyi hem yaratır
hem de bu çevre tarafından güdülen insani bir süreçtir. İletişim tek yanlı bir
etkileme ve ikna süreci olarak ele alındığı bir dönemde Gerbner iletişimin
sembolik ve kültürel yönlerine dikkat çeker. Bunu, hikâye anlatmanın en temel
insani süreçlerden olduğu vurgusuyla pekiştirir: “Ben büyüye inanırım. Müzik ve dans yarımıyla inanılmaz zenginliklerin
kilitlerinin çözülmesini sağlamak, sanat yoluyla gözle görülmeyenler
ait görüntüleri akıllarda canlandırmak, şiir, şarkı ve öykü aracılığı ile hayal
ve gerçek durum dünyaları yaratmak: işte insan yaşamının temel sihri budur. Hikâye
anlatmak bu sihir için benim kullandığım kısaltmadır. Hikâye anlatmak, insanı,
homo sapiens türü haline getiren nedendir” (s. 314).
İnsanları kendilerine ve birbirlerine anlattıkları
hikayelerin toplumsal gerçekliği değerlendirmemiz üzerindeki etkilerini ampirik
çalışmalara bolca referansla tartışan bu kitap iletişim kuramları, iletişim
sosyolojisi ve yöntem konularında kafa yoran araştırmacıların başucu
kitaplarından biri olmaya aday. Ayrıntı
Yayınları ve kitabın çevirmenlerini bu önemli katkısının diğer yayıncı ve
çevirmenleri cesaretlendirmesi dileğiyle.
MEDYAYA KARŞI, George Gerbner, Çeviri: Güneş Ayas, Veysel
Batmaz ve İsmail Kovacı
Ayrıntı Yayınları, 2014.
0 yorum:
Yorum Gönder