Sosyal medya devrim yapar mı? Son yıllardaki toplumsal eylemlerde sosyal medyanın örgütleyici gücü; teknolojik determinist bakış açısını sahiplenen uluslararası ve ulusal medyanın “Facebook Devrimi”, “Twitter Devrimi” gibi başlıklar atarak sosyal medyayı toplumun birincil dönüştürücü gücü olarak nitelendirmesine yol açıyor. İran’da “Yeşil Devrim”, Kuzey Afrika’da “Arap Baharı”, ABD’de “Wall Street’i İşgal Et”, İspanya’da “Öfkeliler”, Türkiye’de “Gezi Parkı Hareketi” ve daha nice küresel meydan hareketlerinde sosyal medyanın oynadığı rol çok tartışıldı ve tartışılmaya da devam ediyor.
Toplumsal hareketler ve alternatif medya konularında kitapları bulunan Doğuş Üniversitesi İletişim Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Barış Çoban’ın derlediği, çevirilerini Akın Emre Pilgir’in yaptığı, Su Yayınevi’nin yayınladığı, “Sosyal Medya D/Evrimi” kitabında yer alan 23 makale, sosyal medyanın toplumsal hareketler ve eylemciler için imkânlarına, sınırlılıklarına ve yarattığı kalıcı dönüşümlere, gündelik yaşamdaki etkilerine ışık tutuyor. Farklı ülkelerden yazarların, akademisyenlerin hem kuramsal değerlendirmeleri hem de saha araştırmalarıyla katkıda bulunduğu üç bölümden oluşan “Sosyal Medya D/Evrimi”nin Birinci Bölümü’nde İspanya’daki 15M Hareketi’nden Nijerya’daki İşçi Hareketi’ne toplumsal hareketlerde sosyal medyanın demokratikleştirici ve toplumu dönüştürücü potansiyelini sorgulayan çalışmalar yer alıyor. Sosyal medya uygulamalarının toplumsal hareketlere, işçi sendikalarına, yerel demokrasiye, yurttaşların ve gençlerin siyasete katılımına etkileri ortaya konuyor. Sosyal medya toplumsal hareketlerin katılımcıları için yalnızca haberleşme ve örgütlenme değil, aynı zamanda birlikte eyleme, kolektif bir kimliğe sahip olma ve “Kendin Yap” kültürünün bir ürünü olarak kurulu düzenin elitlerine başkaldırma, alternatif bir dünya yaratmanın aracı aynı zamanda.
Kitabın İkinci Bölümü’nde sosyal medyayla birlikte boş zaman etkinliklerinin dönüşümü, blogların gücü, ekonomi haberciliğinde sosyal medyanın rolü, sosyal medya oyunları ile sosyal medyada gözetim olgusuna temas eden yazılar yer alıyor. Ana Viñals Blanco “Dijital Çağda Boş Zamanın Dönüşümü” başlıklı makalesinde teknolojinin yeni ve dijital boş zaman aktivitlerinin oluşumunu teşvik ettiğini, “dijital boş zaman”ın sanal sosyal ağlarda geçirildiğini vurguluyor: “Bunlar sanal ortamlar olup, aynı zamanda katılım, işbirliği, yaratıcılık, kolektif bilgi, proje üretimi ve hobi gelişimi gibi şeyler için ideal ortamlar haline gelmektedir. Kendilerini yalnızca iletişim, sosyalleşme, eğlence ve keyif araçları haline getirmekten daha ötesini barındıran, yeni ve sanal boş zaman ortamlarıdır.” Aynı bölümde tartışılan bir diğer konu ise internette gözetim olgusu. Anna Rita Popoli, İtalya özelinde Google’un Youtube’a yüklenen videolar üzerindeki sorumluluğunu tartışırken Shahriar Kabir de Facebook’ta sanal röntgencilikten ve bireyselliğin ticarileşmesinden söz ediyor.
Üçüncü ve son bölümde ise yazarlar, sosyal medyanın eğitim alanındaki etkilerine değiniyorlar. Sosyal medya bir yandan ortaklaşa öğrenmenin önünü açarken bir yandan da öğretme ve öğrenme yollarımızı değiştiriyor. İtalya, Etiyopya ve Brezilya’da eğitimde sosyal medyanın rolü üzerine araştırmalar yürüten Magda Pischetola, sosyal medyanın okuryazarlığın anlamını ve öğretmen ile öğrenci arasındaki gelenek iletişimi değiştirerek öğrenimi etkileşimli bir sürece dönüştürdüğünü belirtiyor.
Sosyal medyayı birçok yönüyle daha iyi anlamak ve sosyal medyanın gündelik ve toplumsal yaşamda etkilerini doğru ve abartısız değerlendirmek için konuya ilgi duyan herkese iyi gelecek bir kitap.
SOSYAL MEDYA D/EVRİMİ, Hazırlayan: Barış Çoban, Su Yayınevi, 2014.
0 yorum:
Yorum Gönder