AKP’nin Sosyal Haklar Sicili (Zafer AYDIN)

AKP’li yıllar kadar kavramların ezildiği, içeriğinin boşaltıldığı ve anlamını kaybettiği, örselendiği ve taşıdığı anlamın tamamen dışında propaganda örtüsü işlevi gördüğü başka bir dönem herhalde olmamıştır.  Sosyal politika, sosyal devlet, hak, eşitlik ve adalet  gibi kavramlar ile bu kavramlarla ifade edilen politikaların tasfiye sürecine propaganda amacıyla eşlik eden “reform” ve “devrim” gibi kavramlar bu dönemde anlamını ve “itibarını” oldukça kaybetti. Ama kavramlara eziyet ederek dönemi anlatma ve anlamlandırma çabaları tam gaz devam ediyor. “Reform” yerine şimdi de  “restorasyon” kavramı ile yeni döneme yön verme hazırlığı içindeler. Meryem Koray ve Aziz Çelik tarafından derlenen,  Meryem Koray, Kemal İnal, Osman Öztürk, Kuvvet Lordoğlu-Hakan Koçak,  Murat Özveri, Aziz Çelik, Recep Kapar, Gülcan Urhan-Betül Urhan, Saniye Dedeoğlu, Örgen Uğurlu, Binnur Öktem Ünsal’ın yazılarıyla yer aldığı “Himmet, Fıtrat, Piyasa  AKP Döneminde Sosyal Politika" adlı kitap tam zamanında raflarda yerini aldı. AKP’nin “reform” yapıyoruz diye yaptıklarının eğitimde, sağlıkta, sosyal güvenlikte, çalışma yaşamında, istihdamda ne anlama geldiği ve nasıl bir tahribata yol açtığı bilimsel  veriler ve sağlam analizlerle kitapta yer alıyor. Bugün restorasyon kavramı ile ifade edilen şey eğer  AKP ile barışma, AKP’nin günahlarının üstüne sünger çekme niyeti ve amacı taşımıyorsa o halde kitap, “Ne yapmalı?” sorusunu soranlar için de bir tür pusula niteliğinde.

Kitapta Meryem Koray “AKP Dönemi: Neo liberalizm, Neo Muhafazakarlık, Neo Popülizm Beşiğinde Sallanan Sosyal Devlet ve Sosyal Politika”, Kemal İnal  “Piyasa ve Muhafazakarlık Elinde Araçsallaşan  Eğitim”, Osman Öztürk  “ Sağlıkta Neo Liberal Dönüşüm ve Hak Kayıpları”, Kuvvet Lordoğlu-Hakan Koçak “AKP Döneminde İstihdam, İşgücü ve İşsizlik”, Murat Özveri “AKP Döneminde İş Hukukunda Güvencesizliğin Kurumsallaşması”, Aziz Çelik “AKP Döneminde Sendikal Haklar”, Recep Kapar “AKP İktidarında Sosyal Sigortalar”, Gülcan Urhan-Betül Urhan “AKP Döneminde Sosyal Yardım”,  Saniye Dedeoğlu “2000’li yıllarda Türkiye’de Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği Politikaları: Muhafazakarlığın ve  Neo Liberalizmin Gölgesinde mi?”, Örgen Uğurlu “AKP’nin Çevresel Hassasiyeti İhya Etme Politikaları: Yapar Gibi Yıkmak”  ve Binnur Öktem Ünsal  “AKP  Döneminde Kentleşme Politikaları ve  Kentsel Dönüşüm” makaleleriyle yer alıyor.

Piyasacı Politikalar

AKP, işbaşına geldiği andan itibaren piyasacı politikalar konusunda asla “reddi miras” yapmadı. Tersine en ağır eleştirileri yönelttiği, meydanlarda yuhalattığı partilerin iktisadi ve siyasi politikalarını büyük bir rahatlık içinde sahiplendi ve sürdürdü. 12 Eylül’ün ve onun sürdürücüsü partilerin izinden yürüdü. Kendinden öncekilerden farklı olarak kendi sermaye grubunu bir an önce yaratmak ve palazlandırmak gibi bir derdi vardı. Bu yüzden de muhafazakârlara mahsus “Günah işleme özgürlüğü”nü en çok bu alanda kullandı. Büyük ölçüde tasfiye edilen sosyal devletin kırıntılarını da iyice budadı. Sağlığı, eğitimi ve sosyal güvenliği piyasalaştırdı. Güvencesizliği, taşeronu büyüttü; yaygınlaştırdı. Gelir dağılımını en aşağıdakiler aleyhine daha fazla bozdu. Emekçilerin örgütlenme ve hak arama yollarını iyice tıkadı. İşçiler haklarını geliştirmek için grev silahına başvurduğunda ise keyfi, hukuksuz yasaklarla grevleri ortadan kaldırdı. Kentsel dönüşüm adı altında, emekçi kenti kimliği taşıyan semtleri rant aracı haline getirdi. Dini referanslar ve erkek egemen bir perspektifle kadına yönelik politikalarda eşitsizlik makasının ağzını iyice açtı. Kadın cinayetleri AKP döneminde daha da arttı.

Sadaka Toplumu ve Fıtrat

AKP’nin izlediği piyasacı politikalar doğal olarak büyük mağduriyetler üretti. Resmi olan ve olmayan verilerle, işsizlik büyüdü, yoksulluk arttı, ücretler geriledi. Sendikalaşma oranları düştü, taşeron çalışma ve işçi ölümleri büyüdü. Bu noktada AKP, işsiz kalanların,  evini kaybedenlerin, yoksulların kapısını kömür çuvalı,  bulgur torbası, makarna paketleriyle, düzenli ya da düzensiz sosyal yardım ödemeleri ile çaldı. Ortaya çıkan tablonun sorumlusu kendisi değilmiş gibi onların çaresizliğine, ümitsizliğine oynadı. Bu yolla hem devlet baba efsanesini yeniden parlatmak,  hem mağdurların isyan ve itiraz ihtimalini zayıflatmak hem de AKP’ye oy desteği ve örgütsel ilişki sağlamak amaçlanıyordu. Yani AKP, hak kavramını ve bu kavramla tarif edilmesi gereken sosyal politikaları tasfiye ederken yerine devletin bahşettikleriyle sınırlı bir lütuf düzeni, insan onurunu hiçe sayan sadaka toplumu oluşturdu. Bunu da iktidarda kalmanın dayanağı haline dönüştürdü. AKP eliyle inşa edilen ve yeni zenginlerin servetinin kaynağını oluşturan bu lütuf/himmet düzeni, Soma ve Ermenek’te olduğu gibi insan hayatına mal olan sonuçlar ürettiğinde de bu kez din referansıyla “fıtrat” kavramı devreye sokuldu. Bu kavramla oluşturulan düzenin yarattığı sonuçların üzeri örtülmek istendi.

Bu çerçevede AKP dönemi sosyal politika, piyasa, himmet ve fıtrat kavramlarıyla tanımlanabilecek bir süreç olarak gelişti.  AKP’nin oluşturmaya çalıştığı düzenin kurumsal bir kimlik kazanmasında da bu üç kavram birbirini tamamladı. Bu nedenle kitabın adı son derece isabetli bir biçimde AKP’nin sosyal haklara yaklaşımını özetliyor. Kitapta yer alan makaleler de bir puzzle parçaları gibi biri diğerine eklenerek büyük fotoğrafı görmemizi sağlıyor.  Otoriterleşme, hukuktan ve adaletten uzaklaşma süreci ile sosyal hakların tasfiyesi, sosyal devletin örselenmesi arasındaki dolaysız bağa işaret ediyor. Böylece kitap konuya ilişkin esaslı bir kaynak olarak karşımızda duruyor. Kitabın, akademide, siyasette ve sendikal dünyada pek çok insan için ciddi bir öğrenme kaynağı ve referans olacağı rahatlıkla söylenebilir.



HİMMET, FITRAT, PİYASA-AKP  DÖNEMİNDE SOSYAL POLİTİKA, (Der.) Meryem Koray, Aziz Çelik, İletişim Yayınları, Mayıs 2015.   

0 yorum:

Yorum Gönder