Kapital İçin Bir Kılavuz (Kansu YILDIRIM)

Marx’ın Kapital’i İçin Kılavuz, David Harvey’in 2007 yılında verdiği derslerin ses ve video kayıtlarının internet sitesine koyulmasından yola çıkarak başlamış, akabinde metinleştirilmiş bir “ders” kitabıdır. Ders ifadesi, zihinlerde didaktik bir çağrışım uyandırmasın. Harvey, Kapital okumalarını ve sorgulamalarını, kimi zaman yoğun soyutlama düzeylerinde, kimi zaman ise tarihi olgularla betimleyerek ama en önemlisi okuyucuyla “konuşarak” rahat bir dil eşliğinde yapıyor. Harvey’in metodolojik ve yazım açısından kolay anlaşılır olmaya özen gösterme nedeni, çağdaş kapitalizmin sorunları. 

Kitaba başlangıç olan video kayıtları üzerine Verso’nun teklifini kabul etmesinde “ekonominin kötüye gidişini”, “küresel kriz”in yansımalarını ve “Marx’ın analizine ilginin tekrar canlanışını” gerekçe gösteriyor. Zaten Harvey’i Kapital derslerine iten başlıca faktör, genç kuşağın Marksist siyasal iktisattan yoksun kalışı ve aslında bu yoksunluğun Marksist devrimci siyaset içinde farklı biçimlerde cisimlenişleriydi. Bu nedenlidir ki anlaşılır olma kaygısı, Kılavuz’da tam bu noktada devreye giriyor ve 1970’lerden sonra karşılık bulmaya başlayan Marksist metin okumalarındaki son derece soyut argümanlara ve saf akademizm iştahına bir eleştiri olarak beliriyor. Kılavuz’un başlangıcındaki başka bir eleştiri yine kitap içinde çeşitli pasajlarda karşımıza çıkıyor: Tekil entelektüel formasyonlardan sıyrılarak Kapital’i kavrayabilme. 

Buraya bir not düşelim, Nail Satlıgan bir röportajında Ernest Mandel’den “Kapital ve Marksizm bir makro sosyal bilim yapıtıdır” cümlesini alıntılamıştı. Söz konusu alıntıdaki “makro” ifadesi, Harvey’in “Kapital’in zenginliğine” yaptığı vurguyla birlikte düşünülünce daha da netleşiyor: “Sayfalarında sayısız siyasal iktisatçının, filozofun, antropologun, gazetecinin ve siyaset teorisyenin yanı sıra Shakespeare, antik Yunanlılar, Faust, Balzac, Shelley, peri masalları, kurtadamlar, vampirler ve şiirler cirit atar.” Kılavuz’un ilerleyen sayfalarında Kapital’den alıntılanan pasajlar kadar anekdotların altının çizilmesi, bu durumun bir yansıması. Örneğin, Harvey, daha önce Balzac okumadığını ancak Kapital okumalarından sonra Balzac okumaları sırasında “Hah! Marx’ın alıntı yaptığı yer burasıymış” dediğini aktarıyor. Harvey Kılavuz’da Balzac ve diğer tarihsel eserlerin, sadece estetik düzeyde konumlanmadığını, Marx için geniş bir referans havuzu teşkil ettiğini belirtiyor; Marx’ın Kapital’i tamamladıktan sonra İnsanlık Komedyası üzerine çalışmak istediğini ekliyor. 

Klasiklerden Kapitale Çıkan Yol

Kılavuz’daki tekil entelektüel formasyon ve akademizden sıyrılmış çok yönlü okumalardan birisi de klasik siyasal iktisatçıların başlıca tarihsel kurgusunu ele alırken açığa çıkıyor: Daniel Defoe’nin Robinson Crusoe’u. Klasik siyasal iktisatçıların piyasa ekonomisine model olarak ortaya çıkardıkları Crusoe, “tek başına, ıssız bir adada, doğa durumunda barınmaya uygun bir hayat tarzı oluşturur ve piyasa ekonomisi mantığını adım adım tesis eder”. Ne var ki, “Marx’ın şaka yolla imasında” gösterdiği gibi tek başına olan Crusoe, “batan gemiden bir saat, bir kasa defteri, mürekkep ve kalem kurtarmış” ve “halis bir İngiliz olarak derhal muhasebeye koyulmuştur”. Crusoe, o adada piyasa ekonomisini icat etmemiş, piyasa ekonomisi zihniyetini oraya taşımıştır. 

Harvey, klasiklerin Crusoe ile doğallaştırma-meşrulaştırma kurgusuna karşı çıkarak, başka bir Defoe hikâyesini önerir: Moll Flanders. Moll, meta üretiminin ve dolaşımının işleyişine ideal örneklerden birisi olabilir, Harvey’e göre. Moll, “sürekli başkalarının arzuları üzerine spekülasyon yapar (…beş kuruşsuz kaldığında, son parasını muhteşem bir elbise, bir atlı araba ve mücevherlere yatırarak baloya gider, orada genç bir soyluyu kendine aşık edip gece onunla kaçar, ama sabahleyin beş kuruşsuz olduğunu öğrenir”. Moll, dünyayı dolaşan bir figür olarak, “meta mübadelesi denizinde parasal bir nesne gibi dolaşımdadır”. Harvey, Moll Flanders’ı Wall Street tipi kapitalizme benzetir.

Kılavuz’da Kapital’in artı değer ve birikimle ilgili başlıklarını okuyan Harvey, Faust’a gönderme yapar. Önce toplumdaki hâkim “kapitalist” algısının Marx tarafından sarsılışını gösterir. Harvey, kapitalistlerin mekanizmadaki dişliler olduğunu, rekabetin zorlayıcı yasaları mecbur bıraktığı için yeniden yatırım yapmak durumunda kaldığını belirtir. Kapitalistler psikolojik düzeyde “kişileşmiş sermaye” olarak mübadele değerinin arttırılmasına ve sınırsız para-biçiminde toplumsal gücün biriktirilmesine odaklandıklarından “para biriktirme en derin arzuların fetişi konumuna” bürünmüştür. Şayet bir kapitalist zorlayıcı yasalardan sapma gösterirse (servetlerinin dolaşımdan uzak tutmak gibi) kapitalizmi evrensel mantığı onları -ve varsa fraksiyonlarını- hizaya sokar. Ama “kapitalistlerin bir ikilemi” vardır, Marx bunu Faust alıntısıyla ifade etmiştir: “İki ruh, heyhat, göğsüne bağdaş kurmuş; biri durmadan diğerinden ayrılıyor”. 

Kapitalist biriktirmelidir ama tüketmelidir de. Harvey, bu ikilemin süreç içerisinde burjuva ideolojisine dönüştüğünü şöyle izah eder: “Kapitalistler bir taraftan rekabetin zorlayıcı yasaları yüzünden biriktirmeye ve yeniden yatırıma mecbur edilir, diğer yandan da tüketme arzusundan mustariptir. Bu ikinci arzuyu dizginleme zorunluluğu, daha sonra gönüllü burjuva erdemi ideolojisine çevrilmiştir. Hatta kar da erdemin karşılığı olarak yorumlanmıştır!”. Özetle bu ideolojik sarmal, kitlelere yeniden yatırımı erdem olarak topluma sunar ve yatırım yapanın istihdam yaratması kültleştirilir.

Kapital’in Güncelliği

Harvey, Kapital’i okuma sistematiği içinde meta, mübadele, para-biçimi, sermayenin dolaşımı, artı değerin üretim süreci gibi konuları zengin betimlemelerle sunmasında sadece üçüncü kişilerle sınırlı kalmaz; kendi deneyimlerini ilave eder. Kılavuz’da işgünü başlığını incelerken güncel mesleki kategorilere değinir. Harvey, çağrı merkezinde çalışanları kendi gençlik dönemleri ile karşılaştırır: “Eski filmlere bakılırsa telefon operatörleri eskiden bizimle sohbet ederdi (ben onlarla flört bile ettiğimi hatırlayacak kadar yaşlıyım). Şimdi ise operatörler saat başı belli sayıda çağrıyı cevaplamak zorundalar. Bu sayıyı tutturamazlarsa kovuluyorlar.”. Harvey, çağrı operatörlerinin üzerinde yoğunlaşan baskının temel nedeni olarak, Marx’ın Kapital’de sunduğu, içerisinde kar öğelerinin bulunduğu zamana işaret eder. Kapitalist zamanı ister çünkü bu, “değerin toplumsal olarak gerekli emek zamanı” olmasının zorunlu bir sonucudur.

Harvey’in Kılavuz’u için seçilen pasajlar ve örneklendirmeler elbette yeterli değil. Harvey çapı ve kütlesi oldukça büyük, kapitalist sistemin dinamiklerini ortaya koyan bir yapıtı birkaç yüz sayfada incelemeye çalışıyor. Nicel sınırlara karşın akıcı anlatımı ile okuyucuyu güzel bir seyahate çıkarıyor. Ve Harvey ısrarla giriş kısmında şunu belirtiyor: “Fakat esas olarak sizin kendi Kapital okumanızı yapmanızı istiyorum”.

MARX’IN KAPİTAL’İ İÇİN BİR KILAVUZ, David Harvey, Çeviren: Bülent O. Doğan, Mart 2012, Metis Yayıncılık, 371 sayfa

0 yorum:

Yorum Gönder