Bir futbol efsanesi; Metin Kurt, nam-ı diğer “Çizgi Metin”, bundan üç yıl önce 24 Ağustos 2012’de İstanbul’da yaşama veda etmişti. 70’li yıllarda Türk futbolunun yetiştirdiği en önemli isimlerdendi. 15 Aralık 1947’de İstanbul Fatih Karagümrük’te doğan Metin Kurt, gençlik yıllarında profesyonel futbolcu olan abisi İsmail Kurt’un izinden yürüdü. Gönlünü meşin yuvarlağa kaptırdı.
Atatürk Erkek Lisesinde futbola başladı, sonra amatör olarak oynadığı ilk kulüp olan İstanbul Üniversitesi Spor Kulübü’nde devam ett. Alibeyköy Adalet’e geçti. Artık mahalli ligde top koşturuyordu. Altay’a 1965-66 sezonunda, bir sonraki sezonda da Ankara’ya PTT takımına transfer old. 1970 yılına kadar sarı-siyahlı takımda top koşturdu.
“Taçsız Kral” Metin Oktay’ın futbolu bıraktığı yıl Galatasaray’a transfer oldu. 1970-76 yılları arasında sarı-kırmızılı takımın formasını giydi. Galatasaray’daki ilk üç yılında arka arkaya üç şampiyonluk yaşadı. Sonrasında 1976’dan 1978’e kadar Kayserispor’da forma giydi.
Sahanın Halka En Yakın Yerinde “Çizgide” Top Koşturdu
Galatasaray’da oynarken ona “Çizgi Metin” denmeye başlandı. O tarihlerde Galatasaray’ın teknik adamı; Brian Birch’in sahayı genişletme amacıyla Metin’i çizgide oynatmasıyla başlayan süreç sonrası bu lakap ona takıldı. Onun görevi çizgide oynamaktı. Kendi değişiyle; “Bak arkadaş, ben halkçı bir adam değil miyim? Sahada halka en yakın yer neresi? Çizgi! Başka bir yerde mi oynayacaktım?”
Futbolda Sendikalaşma Hareketi
70’li yıllarda futbolcuların bugünlerini ve yarınlarını yöneticilerin iki dudağının arasından almak amacıyla sendikal çalışmaları başlattı. Amacı sporcuların tribünlere saygılı, emeğine saygılı, onurlu birer emekçi olarak var olmalarını sağlamak; geleceklerini sosyal güvenlik sistemi içinde güvence altına almaktı.
Futbolcuları galeyana getirdiği gerekçesiyle Çizgi Metin’i Galatasaray’dan kovdular.
Onun yaptığı çalışmalar, öncü girişimler Türk sporcusuna faydalı oldu, günümüzde sporcular bu konuda biraz aydınlandıysa, bu Metin Kurt’un mücadeleleri sayesinde oldu.
Galatasaray’dan sonra transfer olduğu Kayserispor’da da sorunlar yaşadı.
İki sezon Kayserispor’da top oynadıktan sonra 30 yaşında futbolu bıraktı.
12 Eylül’de Ankara’da arkadaşlarıyla kurduğu Amatör Sporcular Derneği kapatılmış, sendikalaşmanın önüne geçilmişti. 2010 yılında sendikalaşma çalışmasını yeniden başlatarak 14 Aralık 2010 tarihinde Türkiye Devrimci Spor Emekçileri Sendikası (Spor Emek-Sen) kuruldu.
Futbolu bıraktıktan sonra, çeşitli klüplerde hocalık, gazetelerde köşe yazarlığı yapan Kurt, bir kaç kez Sportmence adında bir dergi çıkarıp, kapdı.
Aktif siyasetle uğraşarak 2011 seçimlerinde TKP’den Milletvekili adayı oldu.
2009 yılında yakın dostu Vecdi Çıracıoğlu tarafından derlenen biyografik kitap çalışması; “Metin Kurt Kitabı: Gladyatör – Futbol Arenalarında Bir İsyanın Hikâyesi Metin Kurt” Everest Yayınlarından ve ölümünden sonra 2012 yılında Jale Altunel tarafından derlenen “Çizgideki Gladyatör Metin Kurt” kitabı Yazılama Yayınevi tarafından yayınlandı.
Metin Kurt’un kendi anılarını anlattığı, bilgi ve belgelere dayandırılarak hazırlanan her iki kitap çalışması biribirini tamamlar nitelikte.
Kitaplarda; Efsane Metin Kurt’un futbolcu oluş hikâyesini ve mücadele yaşamını anatan iddialı iki kitabı bazen gözleriniz nemlenerek, bazen gülümseyerek okuyabilirisiniz.
Futbolcu arkadaşlarını greve götürdüğü gerekçesiyle, hakları gasp edilerek Galatasaray’dan uzaklaştırılmıştı. Bütün suçu, Avrupalı futbolcuların bugün kullandığı hakları yaklaşık 40 yıl önce dile getirmesiydi…”
Anlatılan, yazılan sahalardaki isyanın, Metin Kurt’un, bir spor emekçisinin hikâyesi. Herhangi bir eski futbolcu değil. 70’li yıllarda, altı yıl aralıksız 26’sı A, 9’u Ümit ve 2’si de A Genç Milli Takım olmak üzere 37 kez milli formayı giymiş, Galatasaray’ın üç sene üst üste (1970-73) şampiyon olan takımının temel taşlarından olan bir yıldızdı. ‘Halka en yakın yer’ diye çizgide oynamayı seviyordu. Hızlı ve uzun deparları, sert ortalarıyla şenlendirirdi sağ açığı.
PTT’de genç bir topçuyken genel kaptanın hoyratlığına meydan okuyan, bir milli maç öncesi hezimet beklentisiyle futbolcuları horlayan basını protesto eden açıklama kaleme alan, Galatasaray’da şöhretken yöneticilerin dayattığı sözleşmeye itiraz eden ve onlarla kamuoyu önünde tartışmaya giren bir efsane spor emekçisinin hayatını konu alan futbol ve siyasal yakın tarihimize ışık tutan kitapları keyifle okunuyor.
Üç yıl önce “Gladyatör” kitabının yazarı, yakın dostu Vecdi Çıracıoğlu ile yaptığımız söyleşide Metin Kurt için şunları söylemişti.
“Azmin ve mücadelenin adı kadar yalnızlığın ve burukluğun da adıydı Metin Kurt. Hayatı lise çağlarından bu yana hep mücadeleyle geçti. Egemenlere göre aykırı spor yaşantısıyla futbolu kitlelerin afyonu olmasına engel olmak için elinden gelen tüm çabayı gösterirken spor emekçilerinin haklarını da hiç unutmadı. Bütün bu çabaların paydasında eşitlik ilkesi ve Sosyalizm vardı. Politik görüşlerini yansıtırken başına gelmedik kalmadı, zorlu bir hayat yaşadı ama o, mücadelesine yılmadan devam etti. Egemenlerin politikasında bir kahraman gibi savaştı. Yenildiği sanılsa da yenilmedi. Onun başarısı spor emekçilerine yönelik yaptığı çalışmalarla uyandırmağa çalıştığı milyonlardır.
Mücadelesinde en haysiyetli yolu seçti: Sosyalizm…
Ölümünün üçüncü yılında efsane futbolcu “Çizgi Metin’i” , Devrimci Spor Emekçisi Metin Kurt’u saygıyla anıyor, yazıma “Kesmeşeker Müzik Grubu”nun 2011 yılında yayınlanan,Albüm kapağında da Metin Kurt’un fotoğrafının yer aldığı “Doğdum Ben Memlekette” albümünde okudukları, söz ve müziği; Cenk Taner’e ait olan şarkının güzel sözlerinin bir kıtası ile son veriyorum.
“...Yani iki şişe ucuz şarap bir tarih yazabilir
Verdiğim tüm sözler bir anda uçabilir
Sıcak bir bira aşk sendikasında
Metin Kurt gibi yalnızız ceza sahasında...”
METİN KURT KİTABI: GLADYATÖR – FUTBOL ARENALARINDA BİR İSYANIN HİKÂYESİ, Vecdi Çıracıoğlu, Everest Yayınları, 2009.
ÇİZGİDEKİ GLADYATÖR METİN KURT, Jale Altunel, Yazılama Yayınevi, 2012.
@aydinileri
0 yorum:
Yorum Gönder