Son dönemlerde şiir incelemeleriyle uğraşıyor olsa da şiiri hiçbir şekilde ihmal etmeyen, geride bırakmayan bir isim Âba Müslim Çelik… Âba Müslim Çelik ile Noktürn Yayınları tarafından yayımlanan “İstanbulotus” adlı şiir kitabı üzerine söyleştik.
İstanbulotus yalnızca İstanbul üzerine yazdığınız şiirlerden mi oluşuyor?
Evet, yalnızca İstanbul üzerine yazılan şiirlerden oluşuyor. Bu şehir kendisi zaten bir şiiri içinde saklar. Ben o şiiri açığa çıkarmaya özellikle çaba gösterdim diyebilirim. İstanbul’un tarihi ve sosyal yaşantısı, kırılma noktaları, acısı, erinci, şiirlere yansısın istemiş olabilirim. Doğaldır ki şiir yazmak sizin arzunuzla başa baş örtüşmüyor. Esinlenme anlarının gelip şairi şiir olarak bulması gerekiyor. Örneğin; betikteki ilk şiir Körfez Depremi yılında yazıldı. Bir iki yıl sonra Adam Sanat dergisinde yayınlandı. Ağırlıklı olarak 2008 yılından sonra şiirler akın etmeye başladı.
“Bursa Lirikleri” ve “Nazım Hikmet Yahşi Güzel” adlı tematik şiirlerden oluşan yapıtlarınız da var.
İstanbulotus’u da bu bağlamda düşünebilir miyiz?
Evet, fakat bir farkla. “İstanbulotus”daki temalar birçoktur. O temaların ortak paydası vardır. Onu da ilk sorunuzda yanıtlamıştım. Fakat bu yapıtımda bir iki tane daha kırılma noktası var. İstanbul’u ilk kuran halklar, o zaman kentin adı farklı. Bizans ve Osmanlı üzerinden cumhuriyet dönemi ve iki önemli güncel kırılma noktası daha var, meraklısına duyurulur. Kısacası, güzelim İstanbul toplu olarak çağdaş Türk şiirinde olsun istedim. Özellikle bu kentin hor kullanılışı ve bana göre yaralı bir şehir oluşu beni derinden etkilemiştir. Geçmişte İstanbul üzerine Nedim, Yahya Kemal, Nâzım, Orhan Veli, Tanpınar’ın yazdıkları; İsmail Dede Efendi, Itri, Tatyos’un besteleriyle bende payı vardır.
İstanbul’un sizde başkaca karşılıkları var mı?
Anadolu İstanbul’da… Yurdumuzun her kesiminden insanları çeşitli mahallelerde bir arada görmek ve gözlemlemek mümkün… Bir şairimizin söylediği gibi, “İstanbul insanını, iyi tanımayan bir şair ve yazar, sanatında fazla ilerleyemez”. Anadolu’nun birçok şehrinde okudum ve Türkçe- edebiyat öğretmeni olarak çalıştım. Bu yüzden hayattan getirdiklerimle gözlemlerimi imge olarak kuvvetlendirebildim. Bu nedenle “İstanbulotus”da şehrin güzellikleri yanında insan, başat öğe olarak hep öne çıkmıştır denilebilir. İstanbul’un bende düzyazı olarak da karşılığı var. Neden dersen, her şeyi sığdırmaya çalışmak safdillik olur. Şiir zaten kaldırmaz o kadar şeyi… Her şey giremez bu türe. Onun için özellikle çocuklar üzerine İstanbul konulu masallar kuruyorum.
Yeni çalışmalarınız var mı?
Ankara’daki Yapı Kitaplığı’ndan “Paris’te Kavalla Son Prelüd” ve“Cemal’ım Türküsü” adlı şiir betiğim birer yıl arayla yayımlanacak. “Paris’te Kavalla Son Prelüd” Yılmaz Güney ve yarattığı atmosfer üzerine 26 şiirden; “Cemal’ım Türküsü” ise, gerek şiirinde, gerek düzyazılarında çağdaş yazınımıza katkıları çok büyük olan Cemal Süreya üzerine yazılan 29 şiirden oluşan tematik yapıtlarımdır. Betiğe adını veren şiir tarafımdan bestelenmiştir. Her ikisinde de özellikle 68 Kuşağı’nın biçimlenmesinde yani bizim üzerimizde büyük payları vardır. Her iki betiğin de tamamlanması ayrı ayrı 8-10 yılı aldı.
İSTANBULOTUS, Müslim Çelik,Noktürn Yayınları, 2014.
0 yorum:
Yorum Gönder