Dünyayı Karışlamaya Var Mısınız? (Aydın İLERİ)


Çocukların en yaratıcı yanı hayal kurmada sınır tanımamaları, ta ki bu sürece engel olan büyüklerin onların hayal dünyalarına müdahale edene kadar. Çocuk kitaplarında da çocukların yaratıcı yanlarını pekiştirecek, kışkırtacak nitelikte olsa ne güzel olacak. Didaktik, eğitmeyi amaçlayan metinlerle çocuklara yapılan edebiyat, çocukların keyif alacağı okuma sürecini baltaladığına değinerek yazımıza başlayalım.

Yazar ve çizer mizah ustası Behiç Ak’ın ilk olarak 1997 yılında yayınlanan, “Benim Bir Karışım” isimli kitabın yeni baskısı Günışığı Kitaplığı tarafından okur ile yeninden buluşturdu. İki kitaplık Tombiş Kitaplar serisinin il kitabı olan Benim Bir Karışım, nitelikli edebiyat eserinin zamana nasıl meydan okuduğuna tanıklık ediyor.

Kahramanımız Memo annesiyle lunaparka doğru yolculuk yaptığı sırada mahallenin onarım işlerini yapan Ali Usta ile karşılaşır. Ali Usta, karşısındaki Memo’ya elini uzatır. Memo Ali Usta’nın elini sıkarken aklından ne kadar büyük elleri var ustanın diye düşünür. Ali Usta bu durumu anlar. Ellerinin ne kadar büyük olduğunu bu büyüklüğün nedeninde sürekli inşaatlarda çalışması olduğunu söyler. Eller açılır büyüklükler karşılaştırılır. Memo’nun üç karışı Ali Usta’nın bir karışına eşit gelir. Memo bunu kendine sorun eder. Herkesten saklaması gereken bir sır olduğunu düşünür. Ellerinin hep küçük kalacağından kaygı duyar. Sırrını söyleyebileceği bir kişi vardır. Arkadaşı Zeynep’in kendisini anlayacağını düşünerek piyano başındaki arkadaşına benim karışım çok küçük, senin karışın küçük mü? der. Zeynep bildiği tek şeyin karışının “sekiz nota” olduğunu söyler. Memo karışının küçük olmasını utanılacak bir şey olmadığını düşünür ve merakla, karşılaştığı herkese karışının uzunluğunu sormaya başlar. Abisine, annesine, babasına… karşılaştığı herkese sordu. Birbirinden faklı yanıtlar aldı. Herkes kendi yaratıcılığıyla, ihtiyacına ve mesleğine göre farklı yanıtlar verdi.

Çiçekçi bir karanfilin kokusunun en güzel alınacağı mesafedir dedi. Yaşlı bir amca ağır işiten kulağının konuşulanı en iyi duyacağı mesafedir dedi. Gözleri bozuk olan arkadaşı Ayşe bir kitabı rahat okumak için en iyi mesafe olduğunu söyledi. Soru sorduğu her kişi kendi öznel durumunun gerektirdiği farklılıklardan ve yaratıcılığından yola çıkarak yanıtlar veriyordu. Behiç Ak’ın diğer kitaplarını gibi çocuklara yaşamdaki farklılıkları gösteren, merak etmeye özendiren, çocuğu soru sorma konusunda sınırlandırmayan elden düşürülmeden okunacak çok keyifli bir kitap.

Bu keyifli kitabı okurken vapur yolculuğu yapıyordum aklıma çocukluğumda yaptığım karışlamalar geldi. Çok uzaktaki güneşi, daha yakındaki Galata Kulesini, Kız Kulesini, Topkapı Sarayını, Boğaziçi Köprüsünü, vapuru kovalayan martıları karışladım.

Sahi sizin karışınız ne uzunlukta. Hadi çocukluklarla dünyayı karışlayalım.

Benim Karışım, Yazar ve Resimleyen: Behiç Ak, Günışığı Kitaplığı, 68 sayfa.

0 yorum:

Yorum Gönder