Ütopyaya Kaçış (Şükrü KELEŞ)

Hemen her şeyin tuzaklardan ve yanılsamalardan ibaret olduğu anlaşıldığında yola çıkmak iyidir; zıvanadan çıkmış bir arzuyla yol almak… heyecanlıdır. Böylesi bir düş gücünün trajik ya da komik olması, edebiyat tarihinde Cervantes’in Don Quijote’u kadar ironik bir etki yaratmamıştır herhalde. Bu nedenle, çok az roman yapıtının resim, sinema, tiyatro, bale ve opera gibi sanatın pek çok dalında kendine yer edindiğine tanıklık etmişizdir. Bu yazıda,...

Modernitenin Kutsal Kitabı Olarak Don Quijote (Gökhan Yavuz DEMİR)

Hukukun Büyübozumu’nun yazarı Kasım Akbaş, doğum günün kutlu olsun! Kadim dünyanın günbatımının nesneleri uzatan gölgesinde modern trajediyi yaratan Shakespeare, bütün bilinemezliğiyle bir başınadır. Modern dünyanın gündoğumunda gerçekliğin gözleri kamaştıran ışıltısında modern romanı icat eden Cervantes ise meyhanelerde her şeyini anlatan ihtiyar sarhoşlar kadar şarap sohbetlerinin en tanınan müdavimidir. Shakespeare zengin ve başarılı bir oyun...

Cervantes’in Eşikteki Karakterleri (Murat ÖZBEK)

Karar anı, eylemde bulunacak kişi için bir eşiktir. Bu eşikte geçişi risk alıp alamama durumunun verdiği huzursuzlukla beraber bu huzursuzluğun tetiklediği tedirginlik belirler. Eşikteki geçiş toplumsal normlar dâhilinde onurlu bir davranış olarak karşılanacak olsa bile tedirginlik ve huzursuzluk bu geçişi erteleyebilir veya tamamen ortadan kaldırabilir. Eşiği geçmek, geçiş anında risk barındırır. Daha net bir ifade kullanırsam, asıl belirleyenin...

Cervantes Osmanlı Sarayında! (Merve TOKGÖZ)

La Gran Sultana, Cervantes’in Türkçeye Yüce Sultan adıyla çevrilmiş, komediyi ve ironiyi içerisinde barındıran tiyatro oyunudur. Oyun hem İstanbul’da geçmesi hem de Cervantes’in edebi dehasının bir ürünü olması hasebiyle oldukça önemliyken, eserin geç sayılabilecek bir tarihte (1995) Türkçeye çevrilmiş olması üzüntü verici. Bu üzüntüyü gideren gelişme ise, oyunun Devlet Tiyatroları’nda seyirci ile buluşmuş olmasıdır. Gerçi unutmadan hemen hatırlatmalı:...

Lazarus’un İkinci Dirilişi (Deniz YAVUZ)

1554 yılında İspanya’da, Kilise’nin gazabından korunmak adına anonim olarak basılan Tormesli Lazarillo, Voltaire’nin Candide’i ile doruk noktasına erişen pikaresk roman  türünün ilk örneğidir. Döneminin yazın türlerine –bilhassa şövalye romanlarına- meydan okurcasına yazılmış olan ve bu sayede, şu sıralar neşredilişinin 400. yılında bulunduğumuz “ilk roman” Don Quijote’ye de yol açarak onu muştulayan bu kitabın çevirisi Ertuğrul Önalp ve Arzu...

Delilik, Eşitlik ve Çağdaşlık (Bulut YAVUZ)

Papini'nin ünlü karakteri Gog'un deyişiyle "bir sıska deli ve bir şişko delinin dayak peşinde diyar diyar dolaşmaları"nın hikâyesi ya da Borges'in Don Quixote Yazarı Pierre Menard öyküsünde örtük olarak dile getirdiği şekliyle, tekrar yazıldığı anlarda tarihin yükünü en çok çeken hikayelerden biridir Don Quijote. Bir ilk olarak işaretlenen bu romanda alacağım mesele ise; yazıldığı dönem, delilik ve belki de eşitliktir. Çünkü okuyanlar kadar okumayanların...

Korkularımızla Yüzleşmek (Elçin BİLGİN)

Daha önce Zor Kişiliklerle Yaşamak ve Kendine Saygı yapıtları dilimize çevrilen Psikiyatrist Christophe André yeni kitabıyla bütün insanlığı kuşatma altına alan “korku”yu ele alıyor. Korkunun atalarımızdan bize miras bırakıldığını yazan André genetik olarak gelenlerin yanında öğrenilen ve yaşanılanlardan kaynaklanan korkuları da ele alıyor. Korkuları, bütün miraslar gibi hayatta kalmamız için bir şans ve yaşam kalitemiz için bir ağırlık olarak...

Metaforlar Hayata Dairdir (Abdurrahman SAYGILI)

Metaforların yuvamız olduğundan bahseder Gökhan Yavuz Demir, George Lakoff ile Mark Johnson’ın Metaforlar- Hayat, Anlam ve Dil isimli kitaplarının tercümesine yazdığı önsözde. Novalis’in “bütün dönüşler yuvayadır”ından hareketle, yuvayı bir metafor, metaforu da yuvayla anlayarak bizi selamlar tercüme eden. Hayat dille varsa ve dil de hayatsa eğer, metaforlar ikisini birbirine eklemlendirendir. Dili, iki imparatorluğun -metaforların ve göstergelerin-...

Eşitlik Peşinde Bir Dil: Feminist Tiyatro (Duygu KANKAYTSIN)

“Ben bir feministim…” cümlesiyle başlayan Feminist Tiyatro eşitsizliklerin daha da çoğaldığı çağımızda ve dünyada hem örgütleyici hem de kışkırtıcı güce sahip bir kitap. Bireyin toplumsal süreçlerde hem özne hem de nesne olduğu alanları işaret eden, kadını ve erkeği en iyi anlama yolunun feminizmden geçtiğini söyleyen Feminist Tiyatro, bununla da yetinmeyip hayatı anlamanın bir başka yolu olarak tiyatroyla feminizmi buluşturmakta. Birçok sanat...

Bisiklet ve Edebiyat Buluşması (Aydın İleri Söyleşi: Kadir İNCESU)

Eşekli Kütüphaneci Mustafa Güzelgöz'ün yaşamını "Eşekle Gelen Aydınlık" adıyla kitaplaştıran, kendisi de bir kütüphaneci olan Aydın İleri bu kez de farklı bir çalışmaya imza attı. İleri, farklı meslekten 72 ismin birbirinden güzel ve unutulmaz bisiklet öykülerini bir kitapta topladı.Yaşamımın ilk 8 yılı Cankurtaran'da geçti. Ali Şevki Korkmaz öğretmenimin bana okuma yazmayı öğrettiği Cevri Kalfa İlkokulu'nun arka kapısının açıldığı Şadırvan Sokağının...

“Suriye’de bizi affedecek şehir kalmadı” (Fehim Taştekin ile Söyleşi:Serap ÇAKIR)

Gazeteci-yazar Fehim Taştekin’le Suriye: Yıkıl Git, Diren Kal kitabını konuştuk.  Kafamızdaki Suriye algısını yıkan ve olayları objektif bir gözle aktarmadaki cesaretiyle ezber bozan bu kitapta kadim halkların bir arada yaşadığı güzelim ülkenin nasıl bu hale geldiğini ve kana boyandığını çok net göreceksiniz.Ben Esad’ın Suriye’yi Alevi bir kimlikle yönettiğini sanıyordum ama bu fikrim şimdi alt üst oldu. Asıl etkili olan Baas’mış öyle mi?...

Canlı Bir Anlatım: Yükşehir (Şenay EROĞLU AKSOY)

Özgür Çakır’ın ilk kitabı Yükşehir’de on iki öykü yer alıyor. Sıcak, canlı bir anlatımı var Çakır’ın. Sokağı, duyarsızlıklarla örülü gündelik yaşamın akışı içinde göre göre yabancılaştığımız insanlık hallerini, erkek olma durumunu, daha çok erkek öykü kahramanlarının gözünden anlatıyor. Yalın, bilindik olaylar sanki onu öykü kurmaya iten. Nahif bir yazıgözüyle yaşamdan toplanmış ayrıntılarla örülü öyküler, kırılma ânlarını ustalıkla yakalamayı...

“Melankoli ülkesi”ne Nasıl Gidilir (Selin AVAZYAN)

Rumen yazar Mircea Cărtărescu’nun birinci cildi geçtiğimiz yıl Ayrıntı Yayınları tarafından yayımlanan eseri  Orbitor dünya romancılığına bir hayat öpücüğü olmuştu. Kaleminin yakın bir gelecekte Nobel ile taçlanması kuvvetle muhtemel bu heyecan verici yazarın dev eseri Orbitor, ikinci cildi ile yeni yılın ilk aylarında yine Ayrıntı Yayınları kanalıyla Türkçe okurlarıyla buluşacak .Bu yıl “Mizah: Hayata Gülümseyerek Bakmak” temasıyla düzenlenecek...

Efendisiz Toprak Aşkına (Zeynep Ceren EREN)

1900’lerin başları, Romanya kırsalı. Bir avuç zengin toprak ağasının zorbalığı altında sefaletten, yokluktan, açlıktan kırılan köylü yığınları, ırgatlar. Birbiri ardına ölen kadınlar, adamlar. Yaşlılar ve hastalar. Ama elbette en çok çocuklar. En kırılgan, en zayıf çiçekler. Bir tarafta zenginlik, ihtişam, modern ışıklar ve parlaklık dolu Bükreş hanedanlığı ve büyük toprak sahibi aristokrat sınıf Boyar’lar, yani ‘Efendiler’, diğer yanda hayvanlarıyla...

Ölümden Kurtulan Yapıttır (Şamil YILMAZ)

Eugène Ionesco, Fransız avangart tiyatrosunun en büyük isimlerinden biri. Aynı zamanda da absürt ya da “uyumsuz” tiyatronun kurucu isimlerinden. Hatta, Ionesco olmasa, akımın kendisini birebir karşılayacak bir isim dahi olmayabilirdi elimizde. Buradan bakıldığında, absürt demek, biraz da Ionesco demek. Diğer isimler daha çok kısmi biçimsel eğilimler, sınırlı tema ortaklıklarıyla akıma dahil edilseler de, Ionesco, kendi başına bütün bir absürdü...