Küreselleşme, Medya Toplum (Didem ÇABUK)

Anadolu Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Erdal Dağtaş tarafından derlenen “Küreselleşme, Medya, Toplum”, kültür alanına eleştirel perspektiften yaklaşan kapsamlı bir çalışma sunmaktadır. Kitapta yer alan çalışmalar reklamlar, televizyon haberleri, magazin haberleri, televizyon dizileri gibi geleneksel medya metinlerinin yanında sosyal medya ve mekân üzerine yapılan çözümlemelerden oluşuyor. Dağtaş’ın derlemesi üç genel tema çevresinde toplamış: yeni-sağ politikaların medya alanındaki yansımaları, geleneksel ve yeni medya metinleri üzerine çözümlemeler ve mekan üzerinden tüketim kültürü.

Yeni-sağ, post-fordizm ve medya

Kitapta yer alan ilk çalışma olan “Türkiye’de Medya Tekelleşmesinin Ekonomisi ve Medya Siyasaları” Okuroğlu tarafından kaleme alınmış. Yazar, tüm dünyada medya alanında yaşanan tekelleşme girişimlerini ülkelerin içinde bulunduğu ekonomik, siyasal ve kültürel bağlamı gözeterek açıklamaya çalışırken Türkiye’de tekelleşmeye karşı alınan (!) politik tedbirlerin neden hatalı ve eksik olduğunu ortaya koyuyor. Medyanın, küreselleşme ve post-fordist ekonomi politikaları sonucunda, kamu çıkarlarını gözeten yayın politikaları açısından içinde bulunduğu krizin, mülkiyet ilişkileri kadar emek faktörünün çalışma koşullarının yeniden düzenlenmesiyle aşılabileceğini önerir.

Küreselleşen medya ve tüketim kültürü

Kitapta yer alan yazıların çoğu ikinci tema etrafında toplanan medya çözümlemelerinden oluşuyor. Kaya, tüketim kültürü tartışmalarından hareketle yaygın basında yer alan gazetelerin Cumartesi eklerindeki reklamları göstergebilimsel çözümleme yöntemiyle inceliyor. Roland Barthes’ın düz anlam/yan anlam dikotomisini kullanarak yaptığı çözümlemelerinde Kaya, kimlik, bireysellik ve özgürlük çağrışımları üzerinden tüketimin nasıl biçimlendirildiğini ortaya koymuştur. Çalışmasını tüketim toplumu, tüketim kültürü ve popüler kültür eleştirileri çerçevesinde şekillendiren Tarhan ise edebi bir tür olan şiirin nasıl reklama yaklaştığını tartışmıştır. Yazar bu tartışmayı Stuart Hall’ün eklemlenme, kodlama, kodaçımı ve Roland Barthes’ın düz anlam, yan anlam ve mit kavramsallaştırmaları üzerinden yürütür.

Yıldırım ve Bayar’ın çalışmalarının konusu yeni medyada sunulan yaşam biçimleri üzerinedir. Yıldırım, çalışmasında Türkiye’de popüler kültürün temsilcisi olan Hilal Cebeci’nin Twitter üzerinden gönderdiği iletileri kategorikleştirerek metin çözümlemesi yöntemiyle çözümlenmiştir. Oluşturulan çözümleme kategorileri çalışmada yürütülen kuramsal tartışmaların çerçevesini de oluşturmaktadır. Hegemonya-karşıt hegemonya, mahremiyet ve gündelik yaşam, tüketim kültürü ve kimlik, alt kültürler, fanatizm ve cinselliğin metalaştırılması Hilal Cebeci özelinde sunulan yaşam biçimlerinin çözümlenmesinde gönderme yapılan kavramlardır. Bayar ise çalışmasında bir simülasyon evreni olarak ele aldığı Facebook’ta paylaşılan fotoğraflar üzerinden insanların kendi vitrinlerini nasıl yarattıkları sorusuna yanıt aramıştır. Bu vitrin çalışmasının sonuçlarının iki boyutu vardır. İlkine göre kullanıcılar yarattıkları kurgulanmış kimliklerin içinde gerçekliklerini kaybetmektedir. İkincisi ise eskiden birer anı olması için çekilen fotoğrafların statüleri, mekanları pazarlama aracı olarak bir tüketim metasına dönüştüğüdür.

Haberler, diziler ve temsiller

Çakır, küreselleşmeyle ilgili birçok yazıda olduğu gibi, küreselleşmenin ekonomik, siyasal, kültürel ve iletişimsel boyutunu tartışmanın ötesine geçerek küreselleşmenin ve neden olduğu olayların televizyon haberlerine yansımalarını incelemektedir. NTV, Show TV ve TRT 2’de yayınlanan ana haber bültenlerinden seçilen örneklere içerik çözümlemesi uygulayan yazar; küreselleşmeyle ilgili yazında ekonominin lokomotif rolüne ilişkin bilgilerin ağırlıkta olmasına rağmen, incelenen haberlerde küreselleşmenin en çok siyasi boyutunun öne çıktığı sonucuna ulaşmıştır. Bu haberlerde ağırlıklı olarak yer alan aktörler ise ülkeler ve AB, NATO, OECD gibi uluslararası örgütlerdir.

Erdenk’in çalışması yerli dizilerde aile kavramının sunumu üzerinedir. Medyanın aile kurumunu ideolojik olarak yeniden nasıl ürettiği sorusundan hareket eden yazar Çocuklar Duymasın dizisini karakterler ve toplumsal sınıf anlatısı başlıkları altında çözümlemiştir. Yazar çözümlemelerinde kamusal alan-özel alan tartışmalarına, sosyalist feminizmin aile kurumu ve toplumsal cinsiyet eleştirilerine ve tüketim kültürü tartışmalarına gönderme yapar.

Kitapta Dağtaş’ın Okuroğlu’yla birlikte kaleme aldığı bir yazı da bulunmaktadır. Bu çalışmada yazarlar iletişimsel rasyonellik kavramını Marx ve Engels’in bilinç kavramı üzerinden yorumlamışlar ve maddesel gerçekliğin bilinç üzerindeki etkisi ile müzakere süreçlerinde rasyonel olanın tanımlanması açısından ekonomik alanın önemini vurgulamışlardır. Türkiye, ABD ve Rusya Federasyonu’ndan seçtikleri örneklerde ürettikleri anlamlarla küreselleşmeyi sosyo-psikolojik boyutta sürdüren aracılar olarak ele aldıkları magazin metinlerini belli temalar çerçevesinde çözümleyerek imlem uzlaşımlarının üretilmesini ve bunların kullanılmasında gözlenen nicel ve nitel farklılıkları incelemişlerdir.

Mekân

Kitapta yer alan son iki yazı ise mekân üzerinedir. Bilgiler, Eskişehir’de yer alan tematik kafeler üzerine yaptığı incelemesinde kültürün metalaşmasını sorunsallaştırmıştır. Bilgiler çalışmasında seçtiği dört tematik kafenin müşterisi olan ikişer kişi ile yarı yapılandırılmış derinlemesine görüşme yapmış ve tüketimin bir saygınlık göstergesine dönüştüğü günümüz tüketim toplumlarında mekânon belli yaşam biçimlerini ve kimlikleri temsil eden yerler olarak sınıfsal farklılaşmanın önemli bir unsuru haline geldiği sonucuna ulaşmıştır. Büyükdereci’nin çalışmasının konusunu ise tanıtımlarında “lüks, konfor ve ayrıcalık” temalarının sıkça kullanıldığı beş yıldızlı oteller oluşturmaktadır. Büyükdereci, çalışmasında Antalya Belek’te bulunan beş yıldızlı otellerin reklam metinlerini çözümlemiş ve 12 kişiyle derinlemesine görüşme yaparak bu otellerin sunduğu yaşam biçimlerinin nasıl alımlandığını ortaya koymuştur. Frankfurt Okulu düşünürlerinin kültür endüstrisi, tek boyutluluk ve sahte gereksinimler kavramsallaştırmaları çalışmanın hareket noktasını oluşturmaktadır.

Genel olarak değerlendirildiğinde Dağtaş’ın derlemesi ilginç ve dikkate değer çalışmaları içinde barındırsa da Türkiye’de derleme kitaplarda sıkça rastlanan dağınıklık, odaksızlık ve bölümler arası dengesizlikten de mustarip. Örneğin, başlığı ve teması itibariyle sosyolojik bir inceleme vaadi sunan kitapta metin, tür ve içerik çözümlemelerinin fazlalığı buna bir örnek olarak gösterilebilir.

Küreselleşme, Medya Toplum Derleyen: Erdal Dağtaş, BirGün Kitap, Ankara, 2012 

0 yorum:

Yorum Gönder