Ali Deniz Uslu, Girdap Balıkçısı’yla, zamanın, alışkanlıkların, insan ruhunun ve hayatın üzerine ince çentikler atıyor. Girdap Balıkçısı, deneme tarzında yazılan bir kitap olsa da aynı zamanda, şiir, roman, hikâye ve masal tadı bırakıyor okuyucuda. Kişisel ruh halinin sosyal bir algılama biçimine dönüştüğü satırlar zihinde düşündürücü ve etkisi büyük hareler açıyor.
Uslu, kalemini okuyucunun gözüne gözüne sokmadan zor olanı başarıyor. Kitabın bütününde, kâğıdın, okuyucunun ve yaşamın dilinden anlayan kelimeler bulunuyor. Satırlar kimi zaman duygusal, kimi zaman duyarlı kimi zaman sert, protest ya da anarşist bir çizgide soluk alıp veriyor. Zaman zaman ise, bir bilgelik hikâyesi gibi gülümsüyor. Girdap Balıkçısı’nı çok değerli kılan en büyük etken Uslu’nun tarzı. Yazar, kendine hiçbir kota koymaksızın ve sınırlamadan araladığı kapılarda okuyucunun da keyif almasını sağlıyor. Girdap Balıkçısı’ndaki her loş oda, bir sonrakini merak ettiren gizemli sesler ve görüntülerle dolu.
Kitap, ele avuca sığan tavrıyla ilk anda alçakgönüllü bir hissiyat yaratsa da sayfaların ilerlemesiyle birlikte daha farklı bir etki yaratıyor. Girdap Balıkçısı, bir nevi pandoranın kutusu bir nebze matruşka biblosu.
“…Hayata dönelim yüzümüzü, ıskalamış olsak da onu… Ne de olsa kaçacak yer yok, zamana sıkıştık. Masumiyetimizin katilleri yönetiyor dünyayı. Tabii bilerek, isteyerek, doğmadan öldürdüğümüz de olmuştur saflığımızı. Şiirlerin, şarkıların yerine reklam sloganları ve savaş çığırtkanlıklarının sesi alıyor uzun süredir. Tanrı da çok meşgul. Şeytan’ın işleri iyi, hatta çok iyi…”
Bir yandan edebiyatın öte yandan hayatın, yaşanmışlıkların, duyguların nabzını tutan Uslu, yeni nesil bir Michel de Montaigne etkisi bırakıyor. Kişisel tecrübelerle ortaya çıkan satırlar, son karede daha büyük, daha heyecanlı ve daha genel bir tortuya dönüşüyor. Girdap balıkçısı didaktik bir tarzın çok ötesinde yer alsa da belli oranda bir bilgelik ruhunu da içinde barındırıyor.
Girdap Balıkçısı, az kelimeyle çok iş yapan dingin bir yolculuk. Denizin ortasında bir sandal, sandaldan atılan bir olta… Denizin dibinde olan kim belli değil. Belki de yazının gücü burada. Ali Deniz Uslu, yazının gücünü iyi kullanıyor. Girdap Balıkçısı bir gecede iki kez okunan tuhaf kitaplardan biri. Uslu o kitabın kelime avcısı… Yazsa da hep okusak, hep üzerinde konuşsak ve düşünsek dediğimiz balıkçı.
“Evet, şimdi hazırsanız, köprüden önce son çıkışı isteyerek kaçırın. Gittiğiniz yerde bulacaklarınız ve karşılaşacaklarınız yalnızca sizi ilgilendirir. Keyfini çıkarın…”
GİRDAP BALIKÇISI, Ali Deniz Uslu, Yitik Ülke Yayınları, 2013.
0 yorum:
Yorum Gönder