20 Kasım, yılda bir gün çocukları hatırladığımız tarih. Hadi gelin, birlikte bugünün geçmişine küçük bir yolculuk yapalım ve bu konuda yazılmış kitapların birkaçına göz atalım.
Dünya üzerinde yaşayan bütün çocukların sahip olduğu haklar var. Mirleşmiş Milletler 1989 yılında Çocuk Hakları Sözleşmesi’ni hazırlamış ve Türkiye bu anlaşmayı 1990 yılında kabul etmiş, 1995 yılında da onaylamış. Böylece Türkiye, anlaşmadaki maddeleri uygun bulduğunu ve bu koşulları sağlayacağını taahhüt etmiş. Peki, nedir çocukların hakları? Her çocuğun yaşamaya, barınmaya, korunmaya, sevilmeye, ayrımcılığa uğramamaya hakkı var! Kendisini ilgilendiren konularda düşüncelerini söylemeye, talep ettiğinde ailesinin ona bütün dinlerle ilgili bilgi vermesine ve dinini kendisinin seçmesine, parasız eğitim almaya, oyun oynamaya hakkı var! İstismara uğramamaya, eğer istismar edilmişse tedavi görmeye, sağlıklı yaşamaya hakkı var. Bunlar, çocukların temel ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik haklar. Ayrıca çocuk haklarını öğrenmeye ve bunu yaymaya da hakları var.
Çocuk kitapları literatürünü, çocuk haklarını anlatan neler var diye eşelediğimizde Yapı Kredi Yayınları tarafından basılmış, Alain Serres’in yazıp Aurélia Fronty’nin rengârenk resimlerle süslediği Çocuk Olmaya Hakkım Var adlı kitapla karşılaşıyoruz. Ağustos 2013’te raflarda görmeye başladığımız bu kırmızı kaplı ve dört bir yanında sevimli çocuklar olan kitap, çocuk haklarına çocukların gözüyle bakıyor. Kitapta çocuklar kendi haklarını kendileri dillendiriyor. “Bir çatının altında, sıcakta (ama çok değil), sefaletten uzak, fazlasına gerek yok, yalnızca ihtiyacım olan şeylerle yaşamaya hakkım var.” diyor çocuklar. Uzman diye tabir edilen büyüklerin kaleminden çıkmış kuru metinlerden uzak, renklerle bezeli, sıcak ve içten bir çocuk kitabı var karşımızda. Kocaman bir şemsiyenin altında, annesi ve babasının yanında duran bir kız çocuğu “Büyüklerimin beni koruması, felaketlerden uzakta olmak, hayatıma çok çok mutsuzluk ya da gökten çok çok yağmur yağarsa kocaman bir şemsiyenin altında olmak benim hakkım.” diyor.
Bu alanda dikkat çeken bir diğer eser ise Süleyman Bulut’un kaleme aldığı ve Reha Barış’ın resimlediği Çocukların Hakları Var adlı kitap dizisi. Bu diziyi ilginç kılan ise Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin maddeleriyle ilgili ayrı ayrı kitap ve öykülerinin olması. Çocuklar eğlenceli öykülerin satır aralarına gizlenen haklarını bulup seçerken öğrenmenin sıkıcı olmayabileceğini de deneyimliyor.
Günün anlam ve önemini unutmamak için kütüphanemizin başköşesine, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin hemen yanına, hayvan hakları için de yer ayırarak istiflemeliyiz bu güzel kitapları. Ve eklemeliyiz çocuk haklarına; yerde görüp oyuncak sandığı havan topuyla parçalanan çocuğun, fabrikada çalışırken pres makinesine kapılıp can veren çocuğun, 12 yaşında 17 yerinden kurşunlanarak öldürülen çocuğun, bakkala ekmek almaya giderken başına gaz bombası isabet ettiği için aylardır hastanede uyanması beklenen çocuğun, 16 yaşında onlarca adamın tecavüzüne uğrayan çocuğun acısını. Kederimiz, öfkemiz mücadeleye dönüşsün diye. Türkiye’de yaşayan çocukların da haklarını öğrenebileceği koşullara sahip olabilmeleri için, hak ettikleri gibi yaşayabilmeleri için mücadele etmeli, kütüphanemizin başköşesindeki bu kitaplara yüzümüz yere düşmeden bakabilmek için hatırlamalıyız yakın geçmişi.
Çocuk Olmaya Hakkım Var, Alain Serres, Resimleyen: Aurélia Fronty, Çeviren: Füsun Önen, Yapı Kredi Yayınları, 41 sayfa
Dünya üzerinde yaşayan bütün çocukların sahip olduğu haklar var. Mirleşmiş Milletler 1989 yılında Çocuk Hakları Sözleşmesi’ni hazırlamış ve Türkiye bu anlaşmayı 1990 yılında kabul etmiş, 1995 yılında da onaylamış. Böylece Türkiye, anlaşmadaki maddeleri uygun bulduğunu ve bu koşulları sağlayacağını taahhüt etmiş. Peki, nedir çocukların hakları? Her çocuğun yaşamaya, barınmaya, korunmaya, sevilmeye, ayrımcılığa uğramamaya hakkı var! Kendisini ilgilendiren konularda düşüncelerini söylemeye, talep ettiğinde ailesinin ona bütün dinlerle ilgili bilgi vermesine ve dinini kendisinin seçmesine, parasız eğitim almaya, oyun oynamaya hakkı var! İstismara uğramamaya, eğer istismar edilmişse tedavi görmeye, sağlıklı yaşamaya hakkı var. Bunlar, çocukların temel ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik haklar. Ayrıca çocuk haklarını öğrenmeye ve bunu yaymaya da hakları var.
Çocuk kitapları literatürünü, çocuk haklarını anlatan neler var diye eşelediğimizde Yapı Kredi Yayınları tarafından basılmış, Alain Serres’in yazıp Aurélia Fronty’nin rengârenk resimlerle süslediği Çocuk Olmaya Hakkım Var adlı kitapla karşılaşıyoruz. Ağustos 2013’te raflarda görmeye başladığımız bu kırmızı kaplı ve dört bir yanında sevimli çocuklar olan kitap, çocuk haklarına çocukların gözüyle bakıyor. Kitapta çocuklar kendi haklarını kendileri dillendiriyor. “Bir çatının altında, sıcakta (ama çok değil), sefaletten uzak, fazlasına gerek yok, yalnızca ihtiyacım olan şeylerle yaşamaya hakkım var.” diyor çocuklar. Uzman diye tabir edilen büyüklerin kaleminden çıkmış kuru metinlerden uzak, renklerle bezeli, sıcak ve içten bir çocuk kitabı var karşımızda. Kocaman bir şemsiyenin altında, annesi ve babasının yanında duran bir kız çocuğu “Büyüklerimin beni koruması, felaketlerden uzakta olmak, hayatıma çok çok mutsuzluk ya da gökten çok çok yağmur yağarsa kocaman bir şemsiyenin altında olmak benim hakkım.” diyor.
Bu alanda dikkat çeken bir diğer eser ise Süleyman Bulut’un kaleme aldığı ve Reha Barış’ın resimlediği Çocukların Hakları Var adlı kitap dizisi. Bu diziyi ilginç kılan ise Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin maddeleriyle ilgili ayrı ayrı kitap ve öykülerinin olması. Çocuklar eğlenceli öykülerin satır aralarına gizlenen haklarını bulup seçerken öğrenmenin sıkıcı olmayabileceğini de deneyimliyor.
Günün anlam ve önemini unutmamak için kütüphanemizin başköşesine, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin hemen yanına, hayvan hakları için de yer ayırarak istiflemeliyiz bu güzel kitapları. Ve eklemeliyiz çocuk haklarına; yerde görüp oyuncak sandığı havan topuyla parçalanan çocuğun, fabrikada çalışırken pres makinesine kapılıp can veren çocuğun, 12 yaşında 17 yerinden kurşunlanarak öldürülen çocuğun, bakkala ekmek almaya giderken başına gaz bombası isabet ettiği için aylardır hastanede uyanması beklenen çocuğun, 16 yaşında onlarca adamın tecavüzüne uğrayan çocuğun acısını. Kederimiz, öfkemiz mücadeleye dönüşsün diye. Türkiye’de yaşayan çocukların da haklarını öğrenebileceği koşullara sahip olabilmeleri için, hak ettikleri gibi yaşayabilmeleri için mücadele etmeli, kütüphanemizin başköşesindeki bu kitaplara yüzümüz yere düşmeden bakabilmek için hatırlamalıyız yakın geçmişi.
0 yorum:
Yorum Gönder