Konrad'ın Devrimi (Funda DEMİR)


Nereden başlayacağını bilemezsin ya hani, bugünlerde kime dönsem yüzümü aynı kararsız ifadeyi görüyorum... Onca yıldır öylesine korkutmuşlar, öylesine diken üstünde yaşatmışlar ki bizi barış demeye çekinir olmuşuz sanki. Bu tedirginlik hali ne kadar sürer bilmem ama barış nereden gelirse gelsin, amacı ne olursa olsun tek bir insanın dahi yaşamasını sağlayacaksa hoş gelir, sefa gelir. Hayatla yeteri kadar savaşıyoruz zaten silahlar kusur kalsın. Benim tutuklu öğrencim, gazetecim, yedi diyardan insanım dört duvarların arkasındayken buruk olurum elbet, eleştiririm, belki parantezler açarım,sorular sorarım, kızarım ama barışın karşısında durmam, duramam. Duranı da anlamam.

İşte tam da barışa yakışan bir kitaptır "Benim Bütün Ördeklerim"...  Resimleriyle kelimenin tam anlamıyla büyüleyen, öykünün güzelliğiyle tadı damağımda kalan Benim Bütün Ördeklerim, Christian Duda tarafından kaleme alınmış. Julia Friese tarafından resimlendirilmiş, Türkçeye çeviren isim ise; Bahar Siber. İletişim Yayınları tarafından basılan bu kitap 56 sayfadan oluşuyor ve aynı anda aynı sayfada hem Türkçe hem de Kürtçesini (Hemû Werdekokên Wî) okuyabiliyorsunuz. 5 ve üzeri yaş grubu için uygun olduğunu düşündüğüm Benim Bütün Ördeklerim son yıllarda okuduğum en sıcak, en dokunaklı kitaplardan biri. Sadece resimlerine bile tav olabilirsiniz benden söylemesi!

Hikâyemize gelince... Tilki Konrad karnının zil çaldığı bir gün ava çıkmışken, kendisini gören anne ördek korkudan yumurtasını bırakarak kaçar. Eve gidip mis kokulu bir omlet yapmayı planlayan Konrad yumurtayı kaptığı gibi yola koyulur. Ancak omleti hazırlayamadan yumurta çatlar ve içinden çıkan yavru anne diyerek Konrad'ın yanına yanaşır. Hayır, anne değil baba  diyen Konrad yavruya Lorenz adını verir. Lorenz'in dişinin kavuğuna yetemeyecek kadar küçük olduğunu düşünen Konrad, onu besleyip büyüttükten sonra yemeye karar verir. Büyüdükçe iyi vakit geçiren ve birbirlerine alışan Lorenz ve Konrad'ın hayatı Lorenz'in büyülüp serpildiği yıllarda Emma isimli dişi bir ördeğe aşık olmasıyla daha da renklenir. Karnı hala aç olan, kim bilir belki de onca yıldır zorunlu olarak vejeteryan olan Konrad, bu saatten sonra Lorenz'i yiyemem ama Emma el kızı nasılsa onu löp diye miğdeye indiririm deyip Emma'ya her bakışında hayaller kursa da evdeki hesap bir türlü çarşıya uymaz.

Kendi doğasına ve gurulduyan karnına direnen ve yenilmeyen, aç, yorgun ama mutlu bir tilkinin hikayesidir okuyacağınız. Çok iyi bildiğimiz bir hayattır Konrad'ın ki. Hep bir umut der ve sıkıca sarılır hayata. Ne ders verir, ne ders alır sadece öylesi bir zamanda yaşar tilki Konrad. Yarının ne getireceğini bilmeden, farkında olmadan sever. Sevmek fedakârlık gerektirir çoğu zaman. Portakallı ördek tarifi düşünüp mis kokular duyarken torun sevmeye varar işin sonu. Bir,iki,üç, beş, on derken Konrad onlarca ördeğin tek sığınağı, babası,büyük babası olur. Mutluluk nedir ki? Düzinelerce fırınlanmış ördek mi yoksa bir arada olabilmek mi?

BENİM BÜTÜN ÖRDEKLERİM
Yazar: Christian Duda
Resimleyen: Julia Friese
Çeviren: Bahar Siber
İletişim Yayınları
2011

0 yorum:

Yorum Gönder