Küresel yayıncılık piyasasında, tablet bilgisayarlar ve elektronik okuyucuların yaygınlaşmasıyla birlikte büyüyen elektronik kitap pazarının etkilerine işaret eden önemli bir gelişme yaşanıyor. Dünya’nın en önemli yayınevlerinden ikisi olan Penguin ve Random House, Amazon, Google ve Apple ile ilişkilerinde üstünlüklerini yitirmemek adına birleşme kararı almış bulunuyorlar. John Naughton, The Observer New Review’daki değerlendirmesinde birleşme kararını yayınevlerinin gündemine getiren gelişmelerin yayıncılık piyasasının yakın dönemdeki ticari eğilimlerinden bağımsız düşünülemeyeceğini ileri sürüyor. Yayınevlerinin birleşme kararını, müzik, gazete, dergi ve televizyon yayıncılığı gibi daha önce geleneksel üreticilerin hakim oldukları sektörlerin internet tarafından işgal edildiği durumların geç bir yansıması olarak değerlendiren Naughton, bu gelişmeyi yayıncılık endüstrisinin uzunca bir süredir, niyetlenmediği bir şekilde kendisinin de hazırladığını belirtiyor.
John Thompson’ın Merchants of Culture (Kültür Tacirleri) adlı kitabına gönderme yaparak yürüttüğü tartışmada Naughton, kitap yayıncılığındaki bu son gelişmeye zemin hazırlayan üç aşamadan geçildiğini aktarıyor. En başta söz konusu olan büyük perakendeci zincirlerinin devreye girmesiyle bağımsız kitapçıların ortadan kalkmasının “kitlesel piyasa ciltlerini” yaratması, bu gelişmenin de bir ikinci aşamayı tetiklemesi. Yayıncılara dayanan ve yazarları ezen, “saldırgan bir yayıncı temsilciliğinin” ortaya çıktığı bu aşamada kitlesel piyasa ciltlerinin üretimi ve satışı sürdürülemez olmasına karşın artarak devam etmekte. Naughton, bu gelişmeler sonucunda, daha önce bireysel sahiplik ve uzun vadeli düşünce üzerine dayanan, yazarları besleyen bir pazarın giderek daha fazla borsanın kısa vadeli sonuçlara odaklanan parametreleri çerçevesinde şekillenmeye başladığını belirtiyor.
Sonuç olarak yayıncılık endüstrisi, borsanın talep ettiği kısa vadeli sonuçları doğuracak şekilde çok satanlara dayanmaya başlamakta. Naughton’a göre tüm bu gelişmeler çok az çeşitlilikte ürünün büyük sayılarda satıldığı ve daha büyük çeşitlilikte ancak az sayıda basılan ürünlerin ise “uzun bir kuyruk” oluşturduğu bir piyasanın oluşması anlamına geliyor. Buna karşın Naughton, “ana cadde dükkanlarının fiziksel dünyasının uzun kuyrukları, raf mekanının bir bedeli oluşu gibi basit bir gerçekten dolayı taşıyamayacak duruma gelmekte” olduğunu da belirtmekte ve Amazon’un özellikle uzun kuyruklarla mücadele etmek gibi bir problemi olmadığını vurgulamakta. Naughton’a göre Amazon daha büyük karı, “çok satan” dışındaki kategorilerden yaptığı satışlardan kazanmakta ve tam da bu üstünlüğünden dolayı yayıncılık dünyasının eski devlerini gölgede bırakmakta.
Tüm bu gelişmeler, Noughton’ın çözümlediği bir çerçevenin de ötesinde, kapitalizmin yaratıcı ve yenilikçi hamlelerinin internet ile simbiyotik ilişkilerini de işaret etmekte dolayısıyla manzara epeyce bulanmakta. Yine de Jacques Attali’nin Gürültüden Müziğe’deki iyimserliğine kulak verip internetin aynı zamanda geleceğin eşitlikçi, özgürlükçü ve çoğulcu ilişkilerinin nüvelerini de içerdiğini akılda tutmakta ferahlık var.
0 yorum:
Yorum Gönder