İsyanın Twit Hali (Diyar SARAÇOĞLU)

Sosyal medya ve sokak ilişkisi Gezi'den sonra daha sık konuşulmaya, tartışılmaya başlandı; Gezi İsyanı'nda sosyal medyanın rolü neydi sorusuna türlü yanıtlar verildi. Sosyal medyanınn ayaklanmalardaki rolü aslında Gezi'den önce de dünyada tartışılan bir konuydu. Özellikle 2011 yılından itibaren ayaklanmalar ve arkasındaki toplumsal muhalefetin sosyal medya ile ilişkisi önemli bir konu, yanıtlar bulunması gereken bir sorular yumağıydı.

Paolo Gerbaudo'nun bu  soruların birçoğuna yanıt aradığı kitabı Twitler ve Sokaklar Osman Akınhay'ın çevirisi ile Agora Kitaplığı'ndan yayınlandı. Gerbaudo kitabında bir yandan 2011 yılından sonra gerçekleşen ayaklanmalarda sosyal medyanın rolünü tartışırken öte yandan Facebook ve Twitter'ı ayaklanmaların baş aktörü olarak gören tekno-iyimser  (Clay Shirky) ve züppece ve elitist olarak nitelendirdiği tekno-kötümser yorumlarla (Evgeny Morozov, Malcom Gladwell) hesaplaşıyor. Bu iki yaklaşımın da belirlenimci yorumlarını eleştiriyor. Gerbaudo ayrıca Castells'in ağ, Hardt ve Negri'nin de küme tanımlamaları üzerinden günümüzün ayaklanmalarını ve sosyal medyanın bu ayaklanmalardaki rolünü tartışmalarını sıkı sıkıya eleştiriyor. Ayaklanmaları bilişsel ilişkiler üzerinden tanımlayan bu yorumları sonraki bölümlerde göstereceği gibi mekânlarla ilişkileri üzerinden çürütüyor.

Kitapta kuramsal çerçevenin ardından bir araya gelmenin koreografisi olarak tanımlanan sosyal medya platformları ve sokak ilişkisi kurulurken Tahrir, Puebla Del Sol, Zuccotti üzerinden fiziksel mekânın bu isyanlarda temel rol oynadığını yapılan görüşmeler ve eylemlerin özgün gelişimleri üzerinden değerlendiriliyor. Gerbaudo bu eylemlere katılan kitleleri tariflerken ise Laclau referanslarına başvurarak sınıfsal değerlendirmelerden uzaklaşabiliyor.

Gerbaudo ayaklanmaları değerlendirirken mekân ilişkili yorumların yanı sıra bu hareketlerin farklı gelişim evrelerinden nasıl geçtiğine de değiniyor. Farklı eylemlerde (Occupy, Tahrir) farklı sosyal medya platformlarının (Facebook, Twitter) oynadığı rollere değinen Gerbaudo genel geçer yorumlar yapmak yerine sosyal medya platformlarının eylemlerdeki özgün karakterlerini de ortaya koyuyor. Gerbaudo bu bağlamda, Kullena Khaled Said ve Democracia Real Ya Facebook sayfalarını ve Occupy Wall Street hareketinin orta çıkmasında ilk çağrıyı yapan Adbusters isimli Kanada merkezli derginin rolünü tartışıyor.
   
Kitapta mekân-ayaklanma tartışmaları haricinde yapılan özgün tartışmalardan biri de hem neo-anarşistlerin hem de neo-liberallerin sıklıkla dile getirdiği, sosyal medyanın liderlik sorununu ortadan kaldırdığı görüşü. Gerbaudo'un yorumlarına göre Tahrir eylemleri ve İndignados örneklerinin de gösterdiği gibi sosyal medya kanallarını yönetenler (Facebook sayfası ve Twitter hesabı vs.) yeni bir liderlik biçimini ortaya çıkarıyorlar. Bu liderlik biçimi internet üzerinden yürütülen ilişkide daha fazla rol alanların bir nevi önder olduğu bir ilişki oluşturuyor. Ancak ayaklanmalarda gözlemlendiği gibi eylemlilik sokaklara çıkınca bu liderlik biçimi önemini kaybetmeye başlıyor. Gerbaudo bu noktada ayaklanmalarda sosyal medya platformlarının yoğun bir biçimde kullanılmasını açıklarken yataylık potansiyelinden ziyade bu araçların aktivizm amaçlı kullanan kişilerin hegemonya mücadelesine sahne olduklarını dillendiriyor.
   
Kitabın Türkçe basımı için bir de önsöz yazılmış. Önsözde Gezi ile ilgili de değerlendirmeler yapan Gerbaudo, Gezi ile diğer ayaklanmalar arasındaki benzerliklere değiniyor. Sosyal medya platformlarının iktidarların gözetim ve denetim mekanizmalarına dahil olduğunu ve bu platformların da birer ticari kuruluşlar olduklarına vurgu yapan Gerbaudo tüm bu tehlike potansiyellerine rağmen sosyal medyada Justin Bieber fotoğraflarının yerine V for Vendetta maskelerini geçirecek eylemcilerin varlığını sürdüreceğinin altını çiziyor.

TWITLER VE SOKAKLAR, Paolo Gerbaudo, Çeviri: Osman Akınhay, Agora Kitaplığı, 2014.

0 yorum:

Yorum Gönder