Kuyruklu Yıldız Geliyor, Finlandiyalı yazar Tove Jansson’ın okuduğum ilk kitabı. Jansson, Kuyruklu Yıldız Geliyor’un kahramanı Mumi kitaplarını hem yazıp hem de resimlemiş. Vakit geçirdiği Finlandiya Körfezi’nde gördükleri ilham kaynağı olmuş onun için.
Mumiş’in babası nehrin üzerine köprü inşa edince Snif ile beraber Mumiş yeni yerler keşfetmeye çıkarlar. İlk önce yakınlarındaki ormanda bir geziye başlarlar. Düzenledikleri ilk sefer hiç de fena geçmez. Snif bir mağara, Mumiş de inci bulur. Heyecan içinde evlerine döndüklerinde her şey normal ilerlerken akşam başlayan fırtına ve köprü inşa edilirken evi yıkılan Misk Faresi’nin kapılarını çalmaları ile olaylar değişir. Fırtınanın ve yağmurun doğal olmadığını söyleyen Misk Faresi öyle hikâyeler anlatır ki Snif ve Mumiş’in aklına dünyanın yok olmak üzere olduğu fikrini sokar. Çocuklar da haliyle endişelenir. Anne ve babaları evden biraz uzaklaşmalarının işe yarayacağını düşünerek onları gözlemevine göndermeye karar verir. Mumiş ve Snif’in yolculuğu böylece başlar. Yolda türlü macera ve dostla karşılaşırlar. Bu dostlardan biri olan Mumrik’in “Benim bildiğim macera öykülerinin kahramanları hep kurtulurlar,” dediği gibi zorlukların üstesinden gelirler.
Kuyruklu Yıldız Geliyor, korkular ve mülkiyet üzerine yazılmış güzel bir roman. İçinde barındırdığı “Düşünsene yemek yemeği unutacak kadar da mutlu olunuyormuş,” ya da “Şeylere sahip olup onlar yalnızca kendinizin olsun istediğinizde her şey zorlaşıyor,” gibi diyaloglar çocuk algısını zorlamayacak nitelikte.
KUYRUKLU YILDIZ GELİYOR, Tove Jansson, Çev. Yıldız Samer, Ayrıntı Çocuk, 2010.
0 yorum:
Yorum Gönder