Türkiye son yıllarda ekonomik büyüme açısından sergilediği performansla dünyanın en büyük yirmi ekonomisi arasına girmiş bulunuyor. Bu durumun sadece hükümet temsilcilerince değil anaakım medya tarafından da tüm toplumun yararına olumlu bir gelişmeymiş gibi sunulduğuna tanık oluyoruz.
Doğrusu ekonomik büyüme ile toplum yararı arasında böylesi doğrudan bir bağ kurmadan önce biraz durup düşünmekte fayda vardır. Tüm toplumun yararına bir gelişmeden söz edebilmek için en azından bazı soruların yanıtlanması gerekir. Örneğin gelir dağılımındaki eşitsizlikler azalıyor mu? Toplumun sağlık ve eğitim hizmetlerine erişiminde bir gelişme oluyor mu? Bölgeler, cinsiyetler arasındaki eşitsizlikler ortadan kalkıyor mu?
Benzer soruları çoğaltmak mümkün ama yanıt vermek için bu kadarı bile yeter. Zira Türkiye örneğinden de çok iyi bildiğimiz gibi ekonomik büyüme kendiliğinden böyle bir gelişim sağlamıyor. Zaten anaakım medyanın ve hükümet temsilcilerinin yarattığı illizyonun aksine bu tür soruların cevabı ve toplumun yararı, esas olarak büyümenin değil kalkınmanın alanına girmektedir. Kalkınma ise ülkemizde 1980’li yıllardan itibaren serbest piyasacı yaklaşımın gelişimine paralel olarak ekonomik ve politik gündemlerin dışına itileli hayli aman oluyor.
Prof. Dr. Gülay Toksöz’ün Kalkınmada Kadın Emeği kitabı, her şeyden önce piyasacılığın gölgede bıraktığı kalkınma konusunu yeniden akademik ve iktisadi gündeme taşıdığı için çok kıymetli bir çalışma. Zira baş döndürücü büyüme söylemlerinin arasına, kaynakların dağılımına, insanların eğitim, istihdam olanaklarından, sağlık hizmetlerinden yararlanabilme koşullarına, eşitsizliklerin ortadan kalkma düzeyine ilişkin vurguların girmesi başlı başına anlam taşıyor.
Kitabın içeriğine gelince, gerek sorduğu sorular gerekse de bu sorulara farklı kuramsal yaklaşımların zaman içinde değişen yanıtlarını, yalın ve kapsayıcı bir şekilde aktarması nedeniyle, Kalkınmada Kadın Emeği’nin, Türkiye’de kadın emeği, toplumsal cinsiyet eşitliği ve toplumsal kalkınma üzerine çalışan herkes açısından bir başucu kitabı niteliği taşıdığını belirtmek gerekir. Üstelik sadece bu konularla akademik düzlemde ilgilenenler açısından değil, kadın hareketinin aktivistleri açısından da bu durum geçerli. Kitabın böylesi geniş bir kesime hitap edebilecek kapsayıcılıkta olmasında, Prof. Dr. Gülay Toksöz’ün yaşamın her alanında toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin ortadan kalkması, kadınların insan onuruna yaraşır işlerde ve ayrımcılığa uğramadan istihdam edilmeleri, sendikal katılım düzeylerinin artması gibi konularla akademik düzlemde ilgilenmekle kalmamasının, bir aktivist olarak da çalışmasının payı büyük olmalı.
Türkiye’de 1990’lı yıllara değin kadın istihdamına ilişkin sınırlı sayıda çalışma yapılmış olmasına karşın, gerek kadın hareketinin etkisiyle gerekse de üniversitelerde kadın araştırma merkezlerinin kurulmasıyla birlikte 1990’lı yıllardan itibaren bu konudaki çalışmalar artmaya başladı.
Kalkınmada Kadın Emeği de, Prof. Dr. Toksöz’ün 1990’lı yılların başlarından itibaren üniversitede kalkınmada kadın emeği üzerine verdiği doktora dersine dayanıyor. Alanların ömürleri boyunca yararlanacakları bir bakış açısı, bilgi ve birikim anlamına gelen bu derste kalkınma tartışmalarının kendi içinde geçirdiği evrim, kadın emeğinin kalkınmadaki rolü ve kalkınmanın kadın emeğine etkisi gibi konular üzerinde durulurdu. Kadının ev içindeki emeğinin toplumsal yaşamın sürdürülmesindeki rolü, kadınların emeklerinin ev bedenleri üzerindeki denetim ile toplumsal refahtan kendi paylarına düşeni alamamaları arasındaki ilişki ve bu ilişkinin farklı coğrafyalardaki farklı tezahürlerinin neler olduğu sorgulanırdı.
Kitap, bu sorulara yanıt aramanın yanı sıra daha genel olarak kadınların küresel düzeyde ev içinde ve dışındaki karşılıksız ve karşılığı ödenen emekleriyle ekonomiye, topluma ve insan refahına yaptığı büyük katkıyı açığa çıkarmayı hedefliyor. Bunun için başta feminist perspektiften yapılan kalkınma tartışmaları olmak üzere çok geniş bir literatürün irdelenmiş olması hem bu konularda çalışmak isteyenler için zengin bir kaynak sunuyor hem de kaynaklara ulaşmak için gerekli zaman, dil vb. olanaklardan yoksun olanlar için doyurucu bir özet sunuyor.
Kitapta kalkınma düşüncesindeki farklı yaklaşımlara tarihsel seyri içinde yer verilmesinin önemine özellikle dikkat çekmekte fayda var. Çünkü kalkınmacılığın devletçi bir modernizasyon paradigması içinde ortaya çıkmış olması, kadın hareketi açısından kalkınma düşüncesini doğal olarak sorgulamaya açık hale getirmiştir. Toplumsal cinsiyet eşitsizliğine duyarsız ve toplumu devlet eliyle tepeden modernleştirmeyi hedefleyen politikaların kadınların lehine olmadığı hatta kimi durumlarda kadınların aleyhine sonuçlarına yol açtığı göz önüne alındığında, sorgulamanın haksız olmadığı açıktır. Prof. Dr. Gülay Toksöz’ün kalkınmada kadın emeğine ilişkin feminist tartışmalara geçmeden önce devletçi modernleşmeci kalkınma yaklaşımına yönelik eleştirileri aktarması ve günümüzdeki sömürge sonrası alternatif kalkınma tartışmalarını ayrıntılı biçimde aktarması bu açıdan önem taşıyor.
Peki, kitap, kalkınma ve kadın emeğine ilişkin sorulara ne tür yanıtlar veriyor diye sorulacak olursa; aşağıda kitaptan küçük bir alıntı yapmakla yetinip, yanıtları Gülay Toksöz’ün yalın, yoğunluğuna rağmen son derece kolay okunabilen kitabından okumanın keyfini yaşamayı tavsiye etmek en iyisi:
“Günümüzde feminist perspektiften kalkınma tartışmaları, insanların ve toplumların refahının sadece gelir getirici istihdam biçimleri ve onlarla bağlantılı sosyal politika önlemleriyle sınırlanamayacağı, bakımın bir hak olarak görülmesi, ev içindeki karşılıksız sunulan bakım ve piyasa ekonomisinde para karşılığı sunulan bakımın refah/iyilik hali için taşıdığı önemin kavranması ve toplumda bakım sunanların konumunun iyileştirilmesi için sosyal politika önlemlerinin alınmasına dikkat çekmektedir. Ancak feminist eleştiri bunun da ötesine giderek hane içinde toplumsal cinsiyet temelli işbölümünün sarsılması ve erkeklerin bakım hizmetini üstlenmesi için neler yapılabileceğinin sosyal devletin amaçları arasında olması gerektiğinin altını çizmektedir.” (sf. 9)
Gülay Hoca’nın, bu tartışmaların, geleceğin daha adil ve eşitlikçi toplumlarını hedefleyenler açısından ufuk açıcı nitelikte olduğu saptamasına katılmamak mümkün mü?
KALKINMADA KADIN EMEĞİ, Gülay Toksöz, Varlık yayınları, 2012.
0 yorum:
Yorum Gönder