Masalların bile sadece sonuna saklanan mutluluk; memleketin ağaçlarına dadanmış olsa gerek... Siz de fark etmişsinizdir; son günlerde kafamı nereye çevirsem şubat güneşine aldanıp çiçeklenen körpe ağaçlar görüyorum. İlk gençliğe benzeyen o güzeller şimdilik bembeyaz çiçekleriyle salınadursunlar, mart ayazında dökecekleri yaprakların tasası bana düştü. Bahar gelmeden açılan çiçekler küser ya güneşe, kocaman bir yalan balonuna hapsedilen insanlar neyler, bir düşünün. Bazen tüm umudumu kaybediyorum ne yalan söyleyeyim. Ama güneş bu ya, hiç beklenmedik bir anda çıkıyor bir kuytudan. İçimde ne kadar is karası varsa temizliyor, gözlerimi kamaştırıyor. Sarıyor ve ısıtıyor ruhumu kemiren o kurtçuğu. Olsun ki aylardan şubat. Olsun ki kış güneşi bu ısıtan. İnsan dediğin bir umuda tutunmadan yaşarsa eksiliyor çokça. Son günlerde bunu bilip, bunu söylüyorum kendime defalarca.
Şimdi sen, misal; bir yıldız kadar uzak, toprağı aşıp yüzünü gösteren bir buğday tanesi kadar yakınsın güne. Gülüşünü anımsayıp, dostlarından seni dinledikçe çaresizliğe kahrediyorum. Yarım kalmışlıklar var şu hayatta çokça. Senin bir parkta başlayan en yarım hikâyen benim hayatım olmuş sanki. Hatırlama, hatırlatma diyor o eli sopalılar, sanki unutmuşum gibi. Dalga geçer gibi. İnsanın kahrını ikiye katlamak ister gibi. Anlamayanlar var bir de. O yalan balonunda yaşamaktan başka çaresi olmadığını düşünenler. Elbet bir gün temiz nefes almak isteyenler çıkacak içlerinden, bir balon daha ne kadar şişirilebilir ki?
Bir kitap okumuştum bir kaç yıl önceydi. Bugün kitaplığım önünde salınırken tekrar elime aldığımda ilk sen geldin aklıma. Doğum günün ya, aklım sendeydi ondandır belki. Ya da kitabı çok sevdiğimden, hem benziyorsunuzdur belki, kim bilir?
"Tonino: Keşke Görünmez Olsam" kitabın adı. 1970 yılında çocuk yayın dünyasının en saygın ödüllerinden biri olan Andersen Ödülü’ne değer görülen Gianni Rodari'nin kaleme alıp Alessandra Sanna'nın resimlediği bu kitap ödevini yapmadığı için görünmez olmayı düşleyen bir çocuğun hikâyesini anlatıyor. Düşü gerçeğe dönüşen Tonino, başlangıçta görünmez olmanın adını çıkarmak için okulda türlü şaklabanlıklar yapıyor. Yetmiyor dışarı çıkıp otobüste, bir tatlı dükkânında ortalığı birbirine katıyor. Başlangıçta oldukça eğlenceli olan bu durum, kısa süre sonra Tonino'nun canını sıkmaya başlıyor. Kimsenin fark etmediği gözyaşlarının ne önemi var ki? Mantova'nın Cüceleri, Yağmurcu Prens, Gökyüzünden Gelen Pasta, Alis Masallarda gibi eserlerinde olduğu gibi çocukların dünyasına ve algılama biçimlerine kendine has bakış açısıyla yaklaşan Rodari, Tonino'da da bu geleneği bozmuyor.
Eminim okusan sen de severdin. Farkında olan bütün çocuklar gibi sen de o yağmurun altında ıslandın çünkü.
Aramızda kilometreler varken aynı düşü gördüğümüze göre bundan böyle ne yaşarsak yaşayalım, başımıza ne gelirse gelsin umut canın yongasıdır bizim gibiler için. Kim bu düşe el uzatır, şaşarım. Şimdi sen ve ben aynı göğün altında, seni tandığım o ilk gün gibi 23 yaşında. Heyecanlı fişek gibi delikanlı. O güzel gülenlerden Gülüşüyle ciğerimizi delip geçenlerden, aynı ananın doğurmadığı kardeş... Hayat ne kadar acımasızsa o kadar güzelsin! İnsan demiş Nâzım... "İnsan ya hayrandır sana, ya düşman. Ya hiç yokmuşsun gibi unutulursun ya da bir dakika bile çıkmazsın akıldan. İyi ki doğdun Ahmet Atakan.
Tonino; KeşkeGörünmez Olsam
Gianni Rodari
Marsık Yayıncılık
Basım Tarihi: Temmuz 2012
0 yorum:
Yorum Gönder