Michel Foucault, delilik, cinsellik, suç gibi konuları işlediği kitaplarında, genellikle doğal ve tarih dışı bir kategori olarak ele alınan “insan”ın, aksine, tarihsel olarak inşa edilmiş olduğunu göstermeyi amaçlıyordu. Bilme İstenci Üzerine Dersler’de Foucault, bu inşa sürecinin Antik Yunan’daki temellerine, bilgi ve hakikat sorununa yöneliyor. Aristoteles’ten günümüze Batı düşüncesinin tartışılmaz önkabullerinden biri, insanın doğası gereği bilgiyi arzuladığıdır. Buna göre, insandaki bu doğal arzu ve beraberindeki yetiler sayesinde, bilgi anlayışımızın merkezinde yer alan mevcut doğru-yanlış sistemi oluşmuş, bilgiyle hakikat arasında özsel bir ilişki tesis edilmiştir. Michel Foucault, bu ilk derslerde, bu önkabulleri geniş çaplı bir sorgulamaya tabi tutuyor ve bilgiye yönelik arzumuzun hiç de doğal, evrensel ve tarih dışı olmadığını ispat etmeye girişiyor.
Interview with Todd May [Issue 13]
-
*"To Form a Wall of Resistance"*
*An Interview with Todd May*
*Sercan Çalcı*
“*There are those who will claim that in our authoritarian period ...
0 yorum:
Yorum Gönder