Bir çift göz; parlak mı parlak ışıltılı mı ışıltılı gülen gözlerle doğrudan size bakıyor. Belli anlatacak bir hikâyesi var, öylece sokulmuş yanı başınıza.
Bir tilki bu. Akıllı ve güzel bir tilki. Uzun uzun bakıyor size ve başlıyor gözleriyle konuşmaya. Ve siz dalıp gidiyorsunuz onun gözlerinde yanıp sönen bir çift yaşam ateşine…
Belleğini Yitiren Tilki’nin Öyküsü Gergedan Yayınları’yla geldi bize. Almanya’nın en iyi illüstratörlerinden Martin Baltscheit’ın 2011 Alman Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Ödüllü bu kitabı daha işin en başında kitabın kapağını bile açmadan çizimleriyle, renkleriyle yakalayıp içine çekiveriyor sizi. Ve tavsiyem odur ki sakın ola kitabın arkasını çevireyim demeyin; çünkü o zaman bu sevimli tilkinin hikâyesini anlatıp bitirdikten sonra yavaşça arkasını dönüp sizi terk edip gittiğini göreceksiniz.
Hep bir ana baba evladıyız ya o yüzden küçüklü büyüklü, analı, babalı, çocuklu her birimizi kuşatıp çeviriveren içsel bir öykü bu. Bu yüzden olsa gerek belleğini yitirmiş olsa da tilki gitmesin, yanı başınızda kalsın istiyorsunuz. Tıpkı Martin Baltscheit’in tilkisinin yalnız uyumayı sevmemesi gibi galiba çocuklar olarak hepimiz yalnız uyumayı sevmiyoruz. Dahası yalnız uyumaktan korkuyoruz. Ama neyse ki “artık belleğini yitiren tilki yalnız uyumak zorunda değildi…” İşte ölüm, bir çocuğa sezdirilmeden ancak bu kadar güzel anlatılabilir.
Bir tilkinin yaşam döngüsü Martin Baltscheit gibi usta bir tasarımcının anlatım gücüyle birleşip adeta canlanmış ve bize okunacak, düşünecek, eğlenecek, sevilecek, üzülecek, endişelenecek, kısacası yaşanacak bir hikaye kazandırmış. Hikayenin çevirmeni Kazım Özdoğan “çevirmenden” notuyla kitabın tüm özelliklerini bir çırpıda çok da özlü bir şekilde anlatırken buna çok katmanlılık diyor. “Kitap çok katmanlılığı sayesinde işlediği konuyu çocuklar için somut bir biçimde işliyor, yetişkinleri düşünmeye sevk ediyor.”
Elinizdeki kitap üç boyutlu bir kitap değil ama yaşanmışlık iksiri karıştığından olsa gerek anlattığı hikaye okuyucularını aynı zamanda bir izleyici gibi de içine çekiveriyor. Sayfaları çevirdikçe yeni bir şey keşfetmenin heyecanı içinde hep bir şeyleri anlamlandırmaya çalışırken yakalayacaksınız kendinizi. Öyle basitçe okuyup geçemiyorsunuz bu kitabı. Renkler, çizimler, kelimeler, sayılar, sayfalar arasında değişen yazı karakteri ve büyüklükleri hatta ve hatta sayfa numaraları paçanızdan asılıyor ve bir şeyler anlatmaya çalışıyor. Siz de ister istemez düşünüyorsunuz elbet anlatılan bir tilkinin hikayesi ise eğer “vardır elbet bu işte bir hinlik” deyip yakalayıveriyorsunuz tilkinin dahiyane sırrını ve mutlu oluyorsunuz ilk okuyuşta çözdüğünüz için bu sırrı. İşte Martin Baltscheit’in başarısı biraz da burada galiba. Kitaba karakter ve etkileyicilik kazandıran alışılmadık anlatım tarzıyla çocuklarınızla birlikte sizi de çok yönlü olarak ve içtenlikle yakalıyor. Öyle ki Martin Baltscheit resimlerle, çizimlerle, yazıyla size hiçbir şey anlatmasa dahi sadece sayfa numaralarını takip ederek siz maceralarla dolu uzun bir hayat yaşayan bu tilkinin belinin giderek kamburlaştığını görüp beyazlaşan sakallarını okşayıp aldığı yaralara dokunabilir ve yaşlılığın getirdiği o kaçınılmaz sona doğru birlikte yol alabilirsiniz. Bu yolda kim olduğunu, nerden gelip nereye gittiğini, ne yaptığını unutmalar var, tek başınaysan eğer başına gelecek türlü tehlikeler var, yaralarını saracak elden yoksunsan yaşanacak perişanlıklar, acımasızlıklar var. Yolun sonunda ise soğuk bir karanlık içinde tek başına uyumak var.
Yaşlılık yanı başımızda, içimizde, doğamızda. Bazılarımız için, en yakınımızdakiler için kaçınılmaz sona bir adım daha yaklaştıran gün batımları hiç de romantik bir hüzünle yaşanmıyor. Bunu duyuyor, hissediyor, yaşıyoruz. Martin Baltscheit tıpkı insan dünyasında olması gerektiği gibi tilkilerin dünyasında da her şeyin sıfırlanıp en başa döndüğü o ana dek birlikte el ele yürünecek bir dünya yaratmış. İnsanca mutlu bir yaşamın sırrı, çocuklarımızın belleğine gerektiğinde ince ince, gerektiğinde büyüteçten fırlamışçasına bağıran kelimelerle nakşedilmiş, hiç unutulmasın diye…
Belleğini Yitiren Tilki’nin Öyküsü, Gergedan Yayınları’ndan Ödüllü Kitaplar Dizisi’nin ilk kitabı olarak Kazım Özdoğan’ın çevirisiyle çıktı. Kitabın en kısa zamanda tiyatro oyunu haline de getirilmesi dileğiyle…
0 yorum:
Yorum Gönder